Sessiz Dram
Zamanın gözü döner ve tarih aldatır
Tüm bildiklerimiz bilmediklerimiz olur Bir kurşun deşer bağrımızı Bir sızı inceden Hissedemeyecek kadar uyuşurken Bir sıvı kırmızıdan Giderken bağrını deştiğim şu şehri kime bırakıyorum? -Kimseye Yandığımız kadar bizim bu şehir Tanıdığımız insanların varlığı kadar kalabalık Ve tutsak şehirde düşlerimiz köle I Prangalı hasretimin düşlerini öldüremedim hiç Azrail’in tırpanı da bölemedi ikiye Hortladı/k her defasında Zindanların demir telleri de hapsedemedi Bıraktığım bu şehir ölü Şiirlerim kime kalır şimdi Düşlerim hangi yürekte tutsak Hangi bedene hizmet eder gülüşler? II Özgürlüğün adı böyle üşürken Tabuta girenlerin renk farkı yoktur Herkes beyazlaşır ölünce biraz Herkes kefenleşir Biz düşündüklerimizle farklılaşırız Çünkü düşünceler hiçbir tabuta sığmaz Ve kefen giymez hayallerimiz Ay ışığı çıktı yine Herkes beyaz Hadi sar-sarmala beni Üşüyorum, en çok geceleri Düşlerime yer bulamıyorum Kapı ardında, pencere altlarında Düşlerin sığmadığı şehirde Soğuk bir odadayız En iyisi zifiri siyaha boyayalım geceyi Tüm renkleri hapsedelim Bir siyah tutar bizi Beyazken ellerimiz Günahlarımız gece kadar karanlıkken Bir geceye sığarız artık Bir nefes boşluğunda can veririz Kapı ardında sıkışırken düşlerimiz Çok başlı bir yaratık dadanır hayallerimize Her hayalimize saldırırlar ama tek bir seferde Aynı anda Tek bir yaratık …Yeter Boğmaya bizi de düşlerimizi de Kuşların kanatları kurtaramaz artık bu tutsaklığı Yok olmaya hazırdır anılar Acı çekmemek için intihar ederler Loş ışığın altında Yok olmayı dilerler son kez III Ama nafile Kurtaracak oksijen bitmiştir artık bu şehirde Düşler boğulur önce Hayaller sıkışır kapının arkasına Geriye iskeleti kalır anıların Kırılır kemikleri Sızlanır yalnızlık Yalnızlığa kadar işlenir acı En güzel nakkaş tarafından Dileriz sonra En süslü, en genç, en güzel cenaze olmayı En beyazı kefenin Gecenin en siyahı Kapı çarpar son kez Yaylı siyah bir kapı ahşaptan, ağır Son kez kapanır umutlar Son kez bakar bir çift göz Yok oluşun ardından İniltili bir masal başlar artık Yaşayanlar için Ölüler için ise sessiz dram On Altı Ekim İki Bin On İki 13 : 00 Nevin Akbulut |
Yaylı siyah bir kapı ahşaptan, ağır
Son kez kapanır umutlar
Son kez bakar bir çift göz
Yok oluşun ardından
İniltili bir masal başlar artık
Yaşayanlar için
Ölüler için ise sessiz dram
ELLERİNİZE SAĞLIK GÜZEL VE ANLAMLI ŞİİR İÇİN