Eteğimin Yorgun Fırfırları
Eteklerin hep topuğa kadar indiği sokaklarda büyüdük biz
Fırfırlarımıza sakladık dertleri Daha bir coştu eteklerimiz rüzgar estikçe Tek derdimiz eteklerimiz uçtuğunda görünecek olan bileklerimiz değildi Fırfırların arasında sakladığımız acılarımızdı Saçlarımız herkesinkinden daha uzundu Omuzlarımıza büyük gelen dertlere bir de saçlarımız eklenmişti Biraz daha öne düşüktü omuzlarımız Yıllar geçtikçe ve saçlarımız uzadıkça Büyüdükçe yön değiştiren yüreğimizi Zamanla raflara sakladık En karanlık köşelere Yangınları umursamayan derilerimiz Bazen ansızın gelen sel baskınlarında boğuluyordu Yeter ki geçmesin yıllar, iz bırakmasın üzerimizde Başımız önümüzde yaşamaya da razıydık İki yakamızı bir araya getiremeyen beceriksiz ustaydık Yaşamak denilince susar kalırdık Yeter ki uzanmasın yılanların dili derimize Yeter ki akıtmasınlar zehrini üzerlerimize Omuzlarımız hep önde Hayata bir adım geriden gelmesini de bilirdik Düşlerle yaşardık, çok da güzel becerirdik Düşlerimize yağan yağmurlara sığınmasını… Ruhumuzu emen yılanlara aldırmadan gülümsemesini Her şeye rağmen gülümserdik Tek derdimiz gülümsediğimizde görünecek yamuk yumuk dişlerimiz değildi Zehirli yılanların emdiği düşlerimizin parçaları düşmesin üzerimize Dişlerimiz görünmeden de biliriz gülümsemesini Kan revan boğulurken duygularımız Denizde yüzmesini de öğrendik Zaman geçtikçe ustalaştık Ve gülümsemelerimiz Oturdu artık yanaklarımızdaki kırışıkların üzerine Gülmesek de yüzümüze oturan bir gülümsememiz var artık Yılların ustalaştırdığı kırışıklarımızda Eteğimizin fırfırlarına sakladığımız dertlerimiz gibi Kırışıklarımızdaki gülümseme *** Yanında eksik olan düşlerimle gülümseyecek kadar kendimdim Üzerime bir şey örtmeyecek kadar çıplak ve masumdu gülüşlerim Takma gülümsemeler sararken etrafını Dişlerimin eksikliği doyuramamıştı gülümsememi *** Şimdi özgürlük diyorsun Özgürlük en yüksek binayı bulup, En tepesinden atlamak boşluğa Hangi vadi doyurur yokluğumuzu Hangi masallar anlatır bizi Zincirleri kırmak gerek Uzaklara gitmek için Özgürlük için Atlamak gerek boşluğa Ve varlık için Önce yok olmak gerekir Herkese tersten bakarken Şimdi eteğimi alıp ellerimin arasına Fırfırları sığmaz avuçlarıma Bilirim Arasındaki dertler de sığmaz dünyaya Ama ben yine sallarım eteğimi Ve giderim Boşluğa Eteklerin uzunluğu gibi bu yolculuk Fırfırları kadar dert yüklü Hep yokuşlu inişi olmayan Eteğimin uzunluğuyla gidiyorum Hayatın kısalığını sizlere bırakıp Eteğimdeki fırfırları yorarken Yaşadıklarımı bırakıp Yaşayamadıklarımla gidiyorum Yaşamaya On Beş Ekim İki Bin On İki 11 00 Nevin Akbulut Not : Şiirime ses olduğu için @DAĞÇİÇEĞİ@’ne Sonsuz Teşekkür ve Sevgilerimle, |