Yollarımızın Ayrılığı
serçeleri göç ettirir yollarımızın ayrılığı
rakseder pamuk ipliğine bağlı ardına kara perde çekilmiş gökyüzünün deli çalkantısı sokaklar sana suskun ben noktasız harf sen harfsiz nokta köy yolu ıssızlığı bol yıldızlı sevişmenin kokusu adınla ay esir akşamlara nasılsa olsun gelsin sensizliğin karanlık oynaşısı damarlarımda can bulsun ey yar varlığından geçtim yokluğuna adadım çoraklaşmış çılgınlık güncemi bıraktım öpüşmeyi üşümek umudun taç yaprağı derdime deva saçlarının yorgansı kıvranışı hayallerimde sesin içli bestedir kanıksanmış yalnızlığıma başıboş çatlamış sabır taşıyım köhneliğe inmiş yokluğun arife günü ölümüme yeni bir dille seslenmek tutkusu sana sessizliğimin iğretiliğinde nemli duvar diplerine dahi anlatmak yorumsuz dudak büküşünü şiirlere güneş hergün batar uğunur son durağında göz kenarı dehlizler içre kıvılcımları kudurmuş güzelliğinin gündüzler yitirmiş ahengini sırtımdan aşağı akan soğuk akımdır yalan şirinliği gündoğumunun içinden çıkılmaz girdaptır duyarlı soluğun bensiz belki benli kekelemeğe değer bile değilim yaşamımla sessizliğinsiz küf tutmuş ızdırabıyım tüm aşkların gözlerim sanki veremliler koğuşu çakıl taşı sadeliği canım çeker seni kağan işçen |