Kırlangıç Heyecanıyla
kırlangıç heyecanıyla koşardım o zaman
mor bulutlara düşkün acar saflığıyla kışlar bütün şehirlere aynı dostanelikteydi kötü sonlara hazırlardım acıyan ayaklarımı hiçkimseyle bir sonumuz olmayacağını bildiğim için birlikte... sıradan günler birbirini öyle bir kovaladı ki sıradan olmaktan çıktı her şey güpegündüzlerde de yağmurum ansızın olmadı hiç ıslanmaktan korktum da canım arkadaşlarımı çekti kırk yılın her günü iyi dostluklar yaratamadık da geniş zamanlarda kavgalardan değil kötü olmaktan korktum hep sevgilim de olmadı hiç adını koyduğum bir aşkım da hep tek tabanca gezdim sonunda seve seve yalnızlığı sevdim tek başıma... sabah soğuğu yoksul sokaklarda çocuk sesleriyle dile gelirken bakımsız hasta evlerde soluk soluğa yaşam telaşı homurtuları yükselirdi güvercin öpüşlerinden bakışlarına uyanırdım hiçbir zaman yanımda olmayacak bakışlarına bilinmez tarihimdin arı duru özgeçmişim yoksun şimdim hiç gelmeyecek sonram dargın geleceğim... sabah soğuğu yaz kış çamur kokularıyla üstümde başımda nefes nefese hâlâ değişen sadece saçlarım hastalanan bedenim ve birlikte uzun yolculuklara çıkacağımıza dair komik düşüncelerim... özlemek zamanın ruha yazdığı şiirdir çocuklukta gök rengi gençlikte deniz orta yaşta gece rengi sonu belirsiz... kağan işçen... |