Çığlık taştı sokağa sonra da bir kadın, mor… Tebessümü gölgede ya da kilit altında Kızıllara boyanmış geçtiği her koridor Çekilmemiş kılıcı saklı duruyor kında Sadakat ve sevgiymiş zavallının günahı Geceye döndürmüşler olmamışken sabahı
Pembe umutla doğmuş pembe düşlü yıllarda Oyuncağa doymadan canlı oyuncak yapmış Haktan dürü olduğu kalmamış akıllarda Mutluluğu unutmuş eliyle hicran kapmış Beklerken ümit ile huzur veren yarını Saçının köklerinde kaybetmiş tüm varını
Yüzünde dalga dalga erin parmak izleri Gecenin koyusunda lav saçmıştı küfürler Kanıyla sulamıştı girdiği dehlizleri Resmi kana bulamış darbesiyle mühürler Hasretle açılınca evlerinin kapısı Bir depremle sarsılmış beden denen yapısı
Çözülünce beyazın belindeki kırmızı Sanmıştı ki sahibi artık benim malımdır Değer görür mü acep geldiğinde elkızı Ona baskın çıkacak sadece sakalımdır Olmaz mı sanıyorsun çığlıkların sınırı Yakmaz mı benzin döküp ev sandığın çadırı?
Gece eve içkili gelen kocasından dayak yediği için ailesine sığınan kadının haberini okuyunca dilime düşenler.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SOKAĞA TAŞAN ÇIĞLIK şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SOKAĞA TAŞAN ÇIĞLIK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
eli öpülecek kadınlarımız .sevgiyi yüreginde taşıyan ANA LARIMIZ neden hep bizim ülkemizde...adam içiyor eve geliyor eşini dövüyor.....çünkü kadını çaresiz sanıyor.. günümüzde anayasa böyle insanlara artık aman vermiyecek ve kadın ben varım diyecek...kadınlar olmasa erkekler napar..böyle insanlıktan nasibini almamış kişleri şiddetle kınyorum....gönlüne saglık gülyüzlü ablam..tebrikler....öptüm gülyüzünüzden kalem tutan ellerinizden...gül diyarıdan selam lar.......
Sevgili Afet, insanlıktan nasibini almamış, iki kadeh içince kendini erkek sanan sözde erkeklerin horozlanmaları devam ettikçe bu dayakların ardı arkası kesilmeyecek ne yazık ki:( adam hem meyhane köşelerinde evinin rızkını yeyip bitirecek, hem evde bekleyen eşini öldüresiye dövecek.
Erkek, her koşulda eşinin, çocuklarının yanında olandır. Sıkıştıkça döven değil!
Bu zihniyeti taşıyan kimse, bırak erkek- kadın olmayı, insan olamaz!
Bıçaklanan kurşunlanan toplum bedeninin, azab ve asab'ı tavan yaptıran yaralarından biri. Çevresindeki pek çok kişinin üstün zekalı olarak kabul ettiği,inancı zihin ve ruhuna giydirmiş babam,sadece herkes kadar zeki annemin (sevgili anneme saygısızlık yapmış gibi hissettim bir an.Annemi çook seviyorum)pek çok karar ve düşüncesini,sadece onu üzüp kırmamak için onayladığına çok kez tanık oldum.Uzun süreli evliliklerinde tek fiske bile bir yana,yuksek sesle bağırdığını dahi duymadım.(inancın salt neden değil,önemli bir etken olduğunu düşünüyorum).Hangi taklavatın bu acımasız el'in sahibi olduğunu aslında herkes çok iyi bilmekte..Sözü uzatmayacagım.... Bir yoruma cevabda "teşekkürler desteğiniz için, Bey arkadaşlar uzak kalmayı tercih ediyorlarken bu şiire sizin desteğiniz önemliydi. "demektesiniz.Yara'nın en fazla yaraladığı bayanlar nerde peki? Duyarlı yüreğinizhep mutlu olsun.Selam,saygılarımı bırakıyorum.
Sevgili ve eş arasındaki en büyük fark birisi o durumda hemen terk eder, diğeri evliliğini kurtarmak için sabreder. Erkekler de bunun bilincindedir. Bu tartışma haddini aşmaktadır devam etmeyin lütfen.
davul bile çalaken kendi kendine eş, kızlara yedirecek lokması mı yok , ver gitsin de ne hali varise görsün kendi, dayağı hakedenler analar ve babalar.
verme ucu yamalı papuç yarım adama, sana cehennem eder, kızın ile hayatı, bir kereeik sor, al kızının fikrini, mutlu olacak ise ver kızını birine.
el,alemi sevindir,ipsiz sapsız adamla, sonra ayıkla taşını, vur başını taşlara. yaşamadın, bilmedin sevgi denen duyguyu, bilene sor de ver, yakma kızını asla.
üstadım birkaç satır da ben yazayım dedim nacizane kanayan yara bu erkek dayagı