Rüyası En Kısa Anısı En Uzun
kırılmış anı parçacıklarıyla acıtırken sevda
sanrılı iç denizlerimi de geçtim kuru ayazlarda içine düştüğüm telaşta da o tadı kekre saplantılı imkansızlık kendi sorularından sıkılmış bir hayattan kalmayım gelmeyi senden öğrendim ve geldim sadece sana... ipince duyarlıklar sonrasındaydık hüzün kuzgunluklarıyla yaraları sargısız yanında gizleyemediğim çocukluğuma bağışla uykusuzluklarımı teşhir edici sakar şiirlerimi ama hayra yormalı diyorum iki bulanık yalnızlığın böyle yanyana gelişini yanaklarını öpüşümü sevmekten vazgeçemiyorum zamanın çaresizliğine hiç acımayarak yanaklarımı öpüşün gibi rüyası en kısa anısı en uzun o yolculukta... biz hangi sabahına kıydıysak yanyana gelişimizin özlemler yorgunu mevsimler çekti ceremesini nedensiz uluorta şapşallığımızın baskın simsiyah pişmanlığımızın ortasında kala kala birbirimize söylemeye çekindiğimiz şarkıların acıları anılarında saklı ihtiyar sızıları... seni şarkı dinler gibi düşlüyorum ve ıpıssız ölüşlerimde tek başıma geldim hep ben sana gelirken aynı anda sen de bana gel gürültüsü sarsın dünyayı bir çiçeğin ilk kez açışının... kağan işçen... |