Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
Soyunup da sırlarından geceye Mehtap soluyorken beni nefes nefese Uzun süreli bir bilincin Bilinçsiz makasına yenik düşmek için _____________ ikisi Kesiyordu tenimi soğuk __________nefis nefisti
ayılmak istemediğim sarhoşlukta
Kusursuz düşlerinden çaldığım kadın Küsüntüsüz tekrarıyla gözlerinin Kenarlarında bu şehrin Birleşti yolları milyon yerin
________yanıyordu canı yerin
Bu alkol kokulu şehrin şişelerinde buluştular
sonbahar kokuyordu yeni yetmiş ateşler yanmıştı sirkeci istasyonda buğu rüzgarın yapıştırdığı iki yaprak gözleri görünmez ki buluştular
ikisi de yollara alıştılar kadın unutmak istiyordu, adam sonunda özgürdü bir mektup yetti Ali ye Birleştiler artık buluşmuştular
Mekanları yoktu altı yok üstü yok Sarhoş komaların neresinde dünyanın ??
ne karakış ne komşular uçurumunda dünyanın buluştular sirkecinin gözleri buğuluydu iki damla göz yaşı yetişti trene kirpiklerinin ucunda buluştular
Acıyordu karnı yerin
karanfil tutan eller titriyordu hiç ayrılamazlar ki artık buluşmuştular
artığında bu mekansiz şehrin..
Acıyor du karnı yerin
......
Götürebileyim diye seni gemilerin batmadığı yere
hasreti ücretle çalışan asgari y/çokluğun Binlerce çiçeğe on yüz bin ad koydum papatya lale nergis gül yasemen Unuttuğum yalan Binlerce ölüm aklımda Buğdayın sütünü sağanların adı çeliğin yüzünü öpenlerin adı Uyku çiçeği düş çiçeği Göz göze görüşmede bakış gülü Çok mu serin sularda uyudum ___zamansız buluştular
ışığında aysız gecenin Mum içime yanarken Sus vurulmuş Kehribar hayatım sana
Kelimelerden resim yapmak için Yada asılı kalmak duvarda Gözyaşlarını nereye saklar akan gökler Akrep yelkovanı sabırla bekler Duvarlar ötesinde bir yolda bulustular
Sol yanım kar altında Çiçege can veren umut Kısmadan gözlerini bakabılmek için ışığa Karbon monoksit içen sevda Sigara tiryakisi ayrılıkta buluştular
Cıgaramdan zehir odada buluştular iliklerim kaldı asmadığın El yazması bir hüzün yoksulluğa yaslananan ümit kırıntısı Elimde çalakalem çıra Her gece k/yazıyorum Beni unutmayan yanlızlığa
Ask diyarı paris falan Filmlerde ki makarada buluştular
Elimde karınca emeği Getirdigim hatıran Kadifelere sarılı yarası içimde toprak özlemi yetiyor hala yaşamaya
Oy felek
Paslanmaz yoksul yürek Senin kurşun yanın nerden bilecek Yokluğun bir suçtur Ve insanlar arasında Namus karşılığında paylaşılır
önce gözlerin battı geceye sonra sabahlar kana bulandı özlerken ölmüşüm, unutmaktı intikamım ellerimdeki yokluğa anlam veriyor kalemin
Şimdi her gece bir tren kalkıyor sana Dağ göğsünde bir kaya deliğinde suskun Güneşte ışıyan bir kum tanesi Belki bir nehir damlası Silinebilir kuraklığın yazgısı
günlerde baskı hatası var Ömrümde vefa Zafer gecelerinde tan yeri kadar Bir saltanatım var
bu evler beni basıyor çok hüzünlü bir şarkıya benziyor odalar duvarlar kendi aralarında dedikodu yapıyor lamba kapı aralığında kırılmış çatıda bir katre-i yangın damlalar
üç saniye ve tanımlar değişir göz göze geldikten sonra denize mavi der misin bir daha?
saat ne kadar geç olmuş değil mi istersen sabaha da kal kahvaltı için hiçbir şey yoksa bile istersen öğleye de kal akşama kadar buluruz bir şeyler istersen geceye de kal, gitme tükenene dek var vakit, seviş benimle
meşaleler ısıtır o soğuk havayı oysa köprüden geçerken aklımdaydı kazandık derken küme düştügümüz maçları beyaz düğündü ya da ilk aşk, siyah saçların ya da ben bunun gibi belirsiz orta şut karışımı hediyen
el ele tutuşmuş siyahla beyaz, biri neşeli biri hayalci aslında okumuştuk gözlerinde silinen düşünceyi maviyi hatırlamak kanattı kıyıları hemde denizin o en gri zamanı
insanlar bağırış çağırış! ve sebebi yine sensin beyaz papatyalar var camda ve senin adın yazıyordu ana okulunda çocukların anlamadı tabelaya neden baktığımı
yol üstünde bir lokanta senin adın yazıyordu camında niye dedim ne gerek vardı ya yemekleri cok acıdır yada umutsuz tatlıları
geceden sonra bir şey kalmadı iki adım yolda daha ne vardı Hayat bir kızıl meydan bir yangın tenhalığındaki yerin uçurumundan usulca geçerken ayin Dolunay çıkarken bu yerin Irmağında buluştular hayatın
**sen yokken seni bir kaç kez sevdim affet Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
buluştular şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
buluştular şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
üç saniye
ve tanımlar değişir
göz göze geldikten sonra
denize mavi der misin bir daha?"
Bu kadar ürkerek mi...
"sen yokken seni bir kaç kez sevdim
affet"
Bu kadar sebat?
Kulaç ölçümü;
"taa... bu kadar."
Zaten hiç yok muydular yani...
Vardılar işte.
En az gökyüzü kadardılar hem de...
İnadım tuttu.
Güçlü kaleminize tebriklerim
ve saygım ile...