Hayat hoyrat bir umut damıtmak için ayrığı uyutmak yakın olan her şey aslında ne çok uzak
içimde şeytanlar tepişmekte heyecanla kavraması zor bir hava yüzüyor etrafımda yutarken hissimde bir yangını ciğerlerimle suçluluk ile dolu sonsuz bir arzuyu unuturmu unutulamayanı her yol üstünde tanıdık ayak izleri yada Serengeti yaylasında bir gönüllü edasıyla aslana teslim olan ceylana dalıp gitmek te niye
Bazen sanat büyük bir aşkı içine alır kadınların en güzel formu Ve hamam böceği ve yanıltıcı bahanelerle rezil iksir alıştırır dudaklarımı içilirmi içilemeyen yada sarhoş edermi içtirmeyen
Tanrı’nın gölgesinden daha ileriye doğru Nefes nefese yorgunluk ile kırık direği Can sıkıntısı ovaları derin ve ıssız yeri Çekişitirirmi habire cesedi hala
Ve gözleri karmaşa ile doldururken Kirli giysilerin açık yaraları Ve kanlı yıkımları omurgaların dökülürmü sokaklara doğru
aşıkların ölümü adalet divani gibi olmaz kanun namına durulmaz orda yada kanundan kaçarken keman yaylarına ileşir bir ıslık bile demir lokma gibi takılır kursağına
yatakların hafif kokuları ve divan derin mezar gibi, yaban çiçekleri raflar üzerinde, Taramış gökyüzü bizim için en güzel saçlarını bir yeni günde bile bin yıllık hafızalarımı doldururmu yine böyle
arzulara giydirmiş son ıslıklarını Kalplerimiz iki büyük meşale çift ışıklarını yansıtırken akşama aklımız ikiz aynalarda
gülden bir akşamda mistik mavi gölde değistirirken şimşeklerini vedayla suçlu up uzun hıçkırıklar gibi
Ve sonra bir melek aralar kapılarını yeniden eğlenceyle canlandırmak için seni kırık aynaları ve ölü alevleri içinden söküp alırmı unuturmu “yeni” bir bahane olurmu, hayat onarırmı Yada her sey eskide kalırmı Eski ve yeni Dururmu böyle her günde
ne zaman artsa ağrılarım sana ağrıyorum yıldızlarla resimden geliyorum sokak lambalarıyla sevişmek gibi
ülfetin nikabı yerin düştüğü yerde seccadenin Naçarlığı sevdanın topal ayak yaşıyorum
elinden sulu boyalı bir kelam Yüreğimde iğne oyası yerin seni Resmederken basit cümle yarasıyım
Bir Ortak paydamız Müşterekliğimizi anlamlı kılan Kelime ismi hüzün olan Hatırladıkça sol yanım
Zamanlarına kayıt bırakan namelerinden arta kalan Terennümlerin sen istedin diye doğmayan güneşlerim yıkasan silinmeyen kül tablalarının kirinden
Sen geliyorsun aklıma Papatya kokusularıyla hissime tanıyorum geçtiğin yolları Biraz mahmurca bakışların kelebekler görüyorum yolda Duvar diplerine bırakılmış acılardan Yorgun ihtiyarlar gibiyim Sen tüm sokaklarımdan geçmişsin meğer
Aklımın karıştığı mahzenlerden Bir adam izlerinde sen geliyorsun yine Hayallerim aklıma Hiçbir şeyi görmüyor gözlerim Gireceğin kapıdan başka
Gözlerimi açtığımda yalnızım Ama kapadığım zaman karşımdasın Okyanusun ortasında bir gemi enkazın
Yalnızlığım bir dağ başı sarı balık zekası Her şey hafızamdan çıkmış Şimdi bir ıslık bile ağlatır beni Öyle yorgun öyle sürgün Unutmaktan geliyorum... Bâzen aklıma geliyorsun gelmesen olmuyormu ?
Sakladığım ellerimi yüzümde Damla damla döküyorum hergün seni kızıyorum biteceksin diye
Bir sebebin var uzaktasın Uzak kalmak zorundasın değilmi ? dönüş zamanı belli olmayan Bir yolculuktasın okyanusta tek başına Kıyılarıma vurman ne zaman Bozkır tüm çöllerimi seninle içecek Bulutlarım Damla damla akacaksın içime Geceyle saklı gözyaşlarımı içmelerin ne zaman
Mutluluk meltemleri gibi ateşin varlığına talip Sevgi fidanları gibi amansızsın bir masal Sana kavuşmak hayatın sonunda Sana geliyorum sarıl boynuma!!
rengine göre, isim değiştirdim. gerçek adım ayakkabı Oysa ben yol olmak istiyordum
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
hoyrat bir umut şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
hoyrat bir umut şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bir reklam metni vardı hani; benim annem, hem doktor, hem terzi, hem kuaför.... diye uzun meslek listesi sayıyordu, küçük kız.
Anneliğin her mesleği kapsadığı doğrudur. Hem aşçı, hem hemşire, hem öğretmen, hem savcı, hem avukat, daha fenası hem polis , hem yargıç :)
Ya şair? Bir şiirde şair, hem hırsız, hem polis... Hem doktor, hem katil? Tema karışıyor işte orada.
Hoyrat bir umudun hem bahçivanı, hem kırağısı, hem yağmuru hem güneşi... Ne kadar çok hem yazdım ben yaf :( Neden? Çünkü şair hem topluyor, hem de derli toplu görünmesinden korkuyor gibiydi duygularını. Hem çattığı, hem çatandı bazı mısralarda. . Hem anlattığı hem anlatan... Hem koruyan hem vuran.
Kurguda kasıtlı bir çakırkeyiflik vardı. Yoksa 3 kere okumam gerekmezdi, anlardım 2. de :)
Yani mirim; "Bir Ortak paydamız Müşterekliğimizi anlamlı kılan Kelime ismi hüzün olan Hatırladıkça sol yanım"
Dünyanın yükünü tek başına taşıyamazsın. Bölmelisin belki de. Bazen nalıncı keseri gibi kendine yontmalı kalem anlamları, aksi akla ziyan.
"Sana geliyorum sarıl boynuma!" derken, bir serap olmanı diliyorum, demek; ne çok değer vermektir, o düşe, düşlenene... Anlatılanı değil, anlatanı yüceltiyor adeta. İnanılanı değil, inananı kutsar gibi bir ifadeydi.
Şiir, ne güzeldin.
Şairine tebriklerim ve saygımla...
Aynur Baş tarafından 7/23/2012 11:31:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
saygımla