tambur taksiminde bir kadeh yalnızlıkher seferinde küçük bir yudum alıyorum artık sonra dikip gözlerimi bakıyorum dibine fark ettim ki ömür telvesinde net görülüyor ölüm hâlâ içtikçe ıslansa da içimde kurumayan esmer akşamlar hayır uzun zamandır çiğdem çiçeklerine de küs değilim kavradım sonunda nasılsa yemin bilmiyor yalancı baharlar boşu boşuna kendini kana buladı dudaklarım savurup dururken küfürleri şimdi merakım kaç çentik atıldı defterin arka sayfasına kim bilir bilirim de batıklara soktukça elimi büyüyor ağzımdaki bakla ağladıkça dalıp resimlere rüzgârla uçuşuyor birkaç hayal… ne gerek var dipsiz kuyunun derin izleri avuçlarımda daima uzaklar biçti yarının kumaşını ve bu günden kanamalı başladı geleceğim şimdi sadece bir bakışımın düştüğü yerine tutunamamış kükürt kokulu sözleri sarıp içiyorum geceleri kundaklanmadan ölen düşlerin tambur taksiminde yanında bir kadeh yalnızlıkla sarhoş ediyorum kalan zamanımı dantel dantel örülen iki kambur sırtımda tan yeri varmadan pencereye iç çekişlerim her birinin başı secdede doğrulduğunda terini silecek bir el yok ah çekişlerim olmasa ellerinde tesbih geçiyorlar sıraya demem odur ki ya ölmek lazımdı zamanında ya beşinci mevsim bağışlanmalı bana Blackless |
ya ölmek lazımdı zamanında
ya beşinci mevsim bağışlanmalı
bana
okumakta geç kaldığım şair tebrikler...