⚘KUL OLMAK YETER!⚘Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Erhan Çamurcu;
"Ben gelmedim da’vi için Benim işim sevi için Dostun evi gönüllerdir, Gönüller yapmağa geldim" demişti Yunus. İlk dizenizle bu dörtlükteki bakış açısını hatırlatıyorsunuz. "Dostun selamıdır en büyük payem" dizesi; Kuran-ı Kerim’de pek çok kez tekrar edilen "Onlara Rableri katından bir selam vardır" mealindeki ifadeye hoş bir iktibas oluşturmuş. İkinci dörtlükte "şükürü" sözcüğündeki ikinici ü’yü düşürmek iti olacaktır; ama dizeyi yeniden oluşturmak gerek. Belki "şükrü bilmeyenler" demeyi düşünebilirsiniz. Üçüncü dörtlüğün ikinci dizesinde cihan sözcüğü yerine dünya sözcüğünü düşünmek daha iyi olabilir. Bu iki kelime çağrışım değerleri itibariyle birbirini tam olarak karşılamıyor. Dördüncü dörtlükte farklı bir bakış açısı ortaya koymuşsunuz. Esasen tasavvufta "ben"den sıyrılmak ve "O"nda yok olmak esastır. Kaldı ki son dörtlükte siz de "Ben demek kişiyi şeytana iter" diyorsunuz. Genel itibariyle şekil ve ahenk unsurları bakımından sorunsuz bir şiir. Tekrar tebrik ederim. Nice güzel şiirinizde görüşmek ümidiyle. Saygılar Mesut Duran; Mecit Bey merhaba. Harikulade bir şiir kaleme almışsınız. İfade ve söyleyiş çok güçlü. Anlam bütünlüğü hakeza öyle. Dördüncü ve beşinci dörtlükleri ayrıca beğendim. Yalnız "yarın var mı meçhul aklım bugünde" dizesi çağrışım olarak şiirin bütünündeki anlamın dışında çıkabilecek nitelikte algılanabilir. Yer yer kamil insan, arif insan tasvirlerinin yer aldığı düşünüldüğünde yarını meçhul görüp bugünü düşünmek arif insanla bağdaştırılamayabilir. Bu yönüyle de iki dörtlük öncesinde eleştirilen "an’ı yaşamak" kavramına yaklaştırılabilir. Muhtemelen ifade etmek istediğiniz bu değil, bugünü iyi değerlendirenin yarın kaygısı olmaz bakış açısı düşünülerek ifade edilmiş olabilir. Her iki manayı çıkarmak da mümkün. Biçim bakımından gayet güzel, güçlü. Belki ikinci dörtlükte "bedbin, bin" gibi güçlü bir kafiye kullanımı "dün" ile düşüş göstermiş ama kusur değil elbette. Şiirlerinizi ilgiyle ve beğeniyle takip ediyorum. Kaleminiz daim olsun. Selamlar hürmetler. İzzet Irmak; Değerli Mecit Aktürk, her kelimesi özenle seçilmiş, düşünülerek yerleştirilmiş, tartılarak söylenmiş, hem kulağa hem yüreğine hem de akla hitap eden çok güzel bir şiir kaleme almışsınız. Hayat aslında her an ve her dokunuşuyla insanoğlu için bir ibretler sineması gibidir diye düşünürüm. Ama maalesef Bizler pek de bu izlediklerimizi ve gördüklerimizi dikkate alma konusunda hassas değiliz. Ne yazık ki ister dikkat edelim ister etmeyelim bütün bileşenleriyle gelip geçiyor hayat... Şiirin girişinde gaye’nin Gönüller yapmak olduğunu, olması gerektiğini gayet güzel dile getirmişsiniz. Belki de en son söylenmesi gerekeni en başta söylemişsiniz. Tıpkı hayatın içinde bazen yaptığımız gibi. Zamanın geçiciliği, Kamil insanın her anın değerini bildiği, ömrün kısalığını dile getirmişsiniz devamında... Son kıtada insanın benliğine vurgu yapmanız ve bizi yanlış yollara götürecek tehlikeleri dile getirmeniz şiirin anlamını tamamlamış. Kullandığınız i mgeler gayet başarılı ve şiire derinlik katıyor. Şekil olarak baktığımızda şiirde herhangi bir kusur görünmüyor. 11’li Hece ölçüsünün 6+5 duraklarını gayet ustaca kullanmışsınız. Kafiye örgüsü bakımından ilk kıta çapraz diğerleri düz olmak üzere geleneğe uygun. Şiiriniz daha çok içerdiği i mgeler ve didaktik özellikleri de dikkate alındığında bana meşhur Hoca Ahmet Yesevi’nin hikmetlerini hatırlattı. Bu vesileyle aklımda olan bir parçasına paylaşmak isterim: "Ey müminler bu dünyanın sonu yok Doğru bilirsen asla bunun yalanı yok Kim bilmese vallahi onun imanı yok İşitip okuyup yere girdi Kul Hoca Ahmed" Kaleminize yüreğinize sağlık. Selam ve saygılarımla. Şiirdiller AKADEMİSİ ve Şiirdiller LOBİ Atölyesi’nden. Gönüller yapmaktır her işte gâyem |
Şiiri okur iken, Mecit Aktürk farklı kalemi, tarafsız görüşü hemen belli oluyor.
Maneviyat i bizlere huzur veren bu güzel eserin yazarı sizi, ses veren Yeşim hanımı ve seçici kurulu yürekten tebrik ediyorum.
Başarılarınız daim yolunuz açık olsun.
Saygılarımla.