BİR DUVARIN HATIRA DEFTERİ
/bir gün kapım açılır ve içeri siz girerdiniz/
sizinle beraber bir de tarifi zor, merhaba girerdi ki içeri yüreğim şenliği saklı çocukluk olurdu, bayram günlerinin. hoş geldiniz derdim susarak, ama siz duyardınız sesimi ve bana en yakışan rengini seçerdiniz, giyeceğim elbisenin. sonra ne güzel gülümserdiniz, ben de günlüğümün ilk sayfasına heyecanla, resmini çizerdim o gülümsemenizin. /ve hemen ardınızdan gelen, kaybetmek korkusu/ halay coşkulu, marş adımlı türkülerinizi dinlerken bile ben arabesk gözyaşları dökerdim, sabahsız geceler boyu. dört yanım sarılıyken, slogan rengi yaşam posterleriyle uğursuz karanlıklar gibi sıkardı yüreğimi, o anlaşılmaz duygu. ama en soğuk kışların, en ayazında bile, günlüğüme çizdiğim o gülümseyen resminiz, hep bahar gibi, ne çiçekler açıyordu. /sizinle yaşamaya başlar ve ölürdüm sizinle beraber/ al bastıran sevişmeleriniz, gözlerimin önündeydi her gece o ne tarifsiz bir heyecandı öyle, üstünüzde bahar kokusu. ihanetin pasına bulaşmış kurşunla, tanışmanızda öyle ve gelirse “hoş gelir-sefalar getirir” dediğiniz ölüm korkusu. bir gece baskınında belki, ya da şafak vaktine kesilen gidiş biletlerinde, nasıl hissederdim o soğukluğu. /ve bir gün kapım kapanır ve siz giderdiniz…./ yaşadığınız her şey artık burada, kolonlarımın arası porte üzerine konan kuşlardan dinlerim, ne zaman ki özlersem sizi. ama yalnızlık sağır oda, kulağım dışardan gelecek seslerde açılıverse de derim kapı birden, birileri gelip giriverse de içeri. ……şimdi göğsümde boş bir çerçeve günlüğümdeki resminizi yerleştirsem onun içine, o bile tutamaz bilirim, sizin yerinizi. Cevat Çeştepe Hani hep demez miyiz “şu duvarların dili olsa da” diye…. Dilleri yoksa bile… |
teşekkürler şiirle buluşturduğunuz için.