Kork-Usuz
Kork-Usuz
dünya mı: tanrının çok eski bileziği kabul görmüş bir günün artığıdır akşam yahut yaralanmış bir çocuk bezidir kötürüm bir savaştan elleri gölgelendiren lambaların bulduğu bir soru çok tanışık bir körün siyahıyla allahı. unut beni bu akşam bilezik bilezik saklamaktan vakit gelmiş, toplamışız ölüleri gidiyoruz ses, irkilen bir acının geri tepmesidir belki sustuğun kadar sürüyorsun yüzünü zamana keskin bir katilin serçe parmağıydı hayat çok dobra konuşan rüzgârlar önünde kudurmaktan kan beni bu yaradan vakit vakit açmaktan çiçeğin suyu değişmeli, her gün değişmeli bir eve gitmeli, ev uyumalı gittiğinde odalar yeni sigara içmiş olmalı, kan tutmalı denizi bir martının sergüzeştliği camımıza vurmalı verandada adsız bir kadınla sevişmeli hep bırakıldığı gibi kalmalı yatağın tablasında ağızdan ağıza yayılan son duman. kurut beni bu buruşmuş ıslak ıslak hüzünkordan seni bugün sevmezsem tanrının elleri kırılsın dedim ya sana hiç utanmadan işte ondan Payanda |
hem korkusuz
hem kork - usuz(akılız-akıllıyız) manası mı çıkmalı bu başlıktan?
öyleyse ikisini bir düşünelim:
korkusuz ve oldukça zeki söylemleri olan aşık bir ses.
güzel.