3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
918
Okunma

Firari uykularda yastıklara haram kılıfı çekilmişti
Geceyi sabaha bölen iki şeydi kuş ötüşü Güneş yükselişi
Tan ağarırken sarkıyordu Ay,/ kendi askısında
Güneşten aldıklarını iade ederken kayboluşun eşiğinde
Yüzgörümlüğü aydınlık yanak okşamasında
Sırta yüklenmiş kabus dolusu ayrılıklar ağır gelsede
Düşler prangası takılır her seferinde ayaklara
Hatıralar iç içe geçer zincir vurulur vurgun yüreklere
B i r e l cama dokunur dağıtmak için kendi yanlızlğını
Gök uzak kalırdı düş ülkesi özlemler büyütülürdü
Dağılır kum tanesi cam kırığı paramparça
Saçılırdı..
Kırağı çalmış düşler saçlara düşerdi
Ve dudaktan çıkardı at yelesi özgürlüğü aşk türküsü
Savrulurdu...
Havada yele karışırdı bir nefes ses olurdu
Haykırışlar...
Emerdi hırçınca gri bulutlar ve naçar kalırdı söz
Gözden düşen ilk damlası harf olur toprağa karışırdı...
Adım olur koşar, uzanır bakışlar
Şelalesinde şiir dökülür,kirpik ıslaklığında düşer
Kemanının en acı sesi duyulurken, üç damla yaş düşer ve AŞK der...
Sonrasında s u s a r d ı yer gök dudak kuruluğu, aşk özlemi çekerdi. Ve aşk ıslaklığında yanmaksa yanılmalıydı. Yol ayrımlarının tek kesiştiği yerdi yürek.Aşkı başlatıp büyüten hep ayrılıklar olurdu....saçılıp savrulan haykırışlı düşlerdeydi duyulmayan aşk.
5.0
100% (5)