Aynalar Katarakt
sözcüklerim dağılınca hayat korkusundan
sahipsiz bir ağıt gibi kaldın dilimin ucunda özlemim bakir yalnızlığım feleğin çemberinden geçmiş senin yerine soğuğunu tattım taşın duvarın sanki bir asır gizlenmiş eskizler kadar yaşadım tüm kahırlardan uzak kahırlı bir akşamda suyuyla sızarak gözlerinin ağır ağır... aynalar kataraktken dudağımın kenarında gökyüzüydü ilk mahpusluğum takvim saymayı öğrendiğim günlerdi göz çukurlarımda hüznü henüzken yeni yetme kış ayrılıklarının... evler yerli yerindeliğinden uzak artık tenim yok ben bir artık ben’im o senin üzerimde bıraktığın en bulanık en sinsi tortu tenim artık adın yok o benim biricik b bir tanecik yeryüzüm... gidiyorumu hep sankiyle söylerdim yılların soy kütüğünde unutunca ay ışığını uyku öncelerim önce zaman duyarsızlaştı acıda belini kırdım ayrılığının kaldırdım tüm sankileri çamur grisi ömrümden rüzgar mağduru ağaçlara ağlarken için için içim... kağan işçen... |
Şiirsel söyleyişle hayata bakış.
"ben bir artık ben’im
o senin üzerimde
bıraktığın en bulanık en sinsi tortu
tenim"
Tek başına bir mücevher: Neler düşündürtmez, hissettirmes, nelere çağrışım yaptırmaz ki ; sadece bu bile tek başına.