11
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1105
Okunma

yokluğunda yatağımın altındaydı karabasanlarım
uykusuzlukalarım
geceyi çekerken üzerime içime çektiğim karalarım
amonyak kokularım
şimdi ben
şimdi her gece yirmi dört saat vurulurum
sen hep saat on iki olmadan vururdun
kapıyı vurup gitmiştin önce
sonrasında da beni
tesbihimdeki sabır boncuklarımdı kaldırımlara dağılanlarım
dağılmarım uçmayan martılarım
özlemlerin içimdeki silah seslerin
mermilerindi gitmelerin
güvercinlerin kanatlarından vurmaların
saat on ikiyi vurmadan önce gitmelerindi
camı kırılan pencereden bir IŞIK sızar
bakmaya korkarım
ben sen gelmedin diye sızım sızım sızarım
açılır hep yaralarım yarım kalırım
korkarak bakarım gelmediğini anlayıca yanarım
bu yüzden her gece uyanırım
özlemini yaptığım antibiyotiklerim
kurutmaz içimdeki irin sellerimi bilirim
gelmelerini beklerim her gece ölümlerim
dedim ya ben yirmi dört saat kanatlarımdan vurulurum
umutlarım
yitik sevmelerim
yetim bir çocuğun yüzünden çaldığım gülümsemelerim
azraileydi hesap vermelerim
bir yanımda canımdan çekilen kuru damarlarım
bir yanımda seni özlemelerim
geleceğin saati beklemelerim
sol yanımdaydı hep seni sevmelerim
" de hadi gel azrail hesap kesmeden, bu can çekilmeden, vakit geçmeden saat onikiyi vurmadan ben vurulmadan "
TOPRAK OLMADAN ÖNCE SENİ SEVMEK NE GÜZEL
ÖZLEDİM İŞTE BEN ÖLMEDEN GEL
SENİ SEVMEK ÖLSEMDE GÜZEL/Dİ ...
(üç noktalı sonsuzluğum)
5.0
100% (4)