GEL
yokluğunda yatağımın altındaydı karabasanlarım
uykusuzlukalarım geceyi çekerken üzerime içime çektiğim karalarım amonyak kokularım şimdi ben şimdi her gece yirmi dört saat vurulurum sen hep saat on iki olmadan vururdun kapıyı vurup gitmiştin önce sonrasında da beni tesbihimdeki sabır boncuklarımdı kaldırımlara dağılanlarım dağılmarım uçmayan martılarım özlemlerin içimdeki silah seslerin mermilerindi gitmelerin güvercinlerin kanatlarından vurmaların saat on ikiyi vurmadan önce gitmelerindi camı kırılan pencereden bir IŞIK sızar bakmaya korkarım ben sen gelmedin diye sızım sızım sızarım açılır hep yaralarım yarım kalırım korkarak bakarım gelmediğini anlayıca yanarım bu yüzden her gece uyanırım özlemini yaptığım antibiyotiklerim kurutmaz içimdeki irin sellerimi bilirim gelmelerini beklerim her gece ölümlerim dedim ya ben yirmi dört saat kanatlarımdan vurulurum umutlarım yitik sevmelerim yetim bir çocuğun yüzünden çaldığım gülümsemelerim azraileydi hesap vermelerim bir yanımda canımdan çekilen kuru damarlarım bir yanımda seni özlemelerim geleceğin saati beklemelerim sol yanımdaydı hep seni sevmelerim " de hadi gel azrail hesap kesmeden, bu can çekilmeden, vakit geçmeden saat onikiyi vurmadan ben vurulmadan " TOPRAK OLMADAN ÖNCE SENİ SEVMEK NE GÜZEL ÖZLEDİM İŞTE BEN ÖLMEDEN GEL SENİ SEVMEK ÖLSEMDE GÜZEL/Dİ ... (üç noktalı sonsuzluğum) |
Kutlarım..