Alıştım Sana; Hiç Bilmeyerek...
Depreme alışmak gibiydi, Sensizliğe de alışmak..
Bununla yaşamaya çalışmak.. Hastalıkla yaşamak gibi, Varlığında, Yok’luğunu kabullenmek… Günlerimin her biri birbirine hızla benzeyerek geçiyor.. Senden gelecek bir tebessümü bekleyerek Ve her defasında gelmeyeceğini bile bile Bir kelimenin, bir dudak kıpırtısının yolunu bekleyerek… Ömrümün semaverinde demlemekti Seni.. En koyusundan duygularını biriktirip, pişirerek… Sen hep dem olacaktın, hep koyu mavi.. Ben Sana karışmaya bile alıştım, Hep güzelleşerek… Hayallerime düşerken hazan yaprakları, Fail-i Meçhul hayallerim gitgide … Gün yüzüne çıkarmak gibi , Her şeyin gizli olduğu bir yerde, Açığa çıkmak gibi, Yakalanmak gibi, panikleyerek… Kıblesizdim, Yönü, inancı kalmamış gibi, İnançsızdım.. Gidişine alışacağıma inanmıyordum.. Bu şehrin suskunluğu, soğukluğu gibi soğuktum.. Dudaklarım kurumuş, ellerim çatlaktı, Son bir ümitle uzattım ellerimi boşluğa, inanmayarak… Alışamamak gibi, Alıştıklarından vazgeçememek gibi, Yüzünü hep asmak gibi, Atmak gibi kendini, Deniz’lerden aşağıya, Güneş’de yanmak gibi, Ama alışamamak gibi , Sana alıştım ben, Hem de hiç bilmeyerek… (Yirmi-Ocak-İkiBinOnİki-16:30) Nevin Akbulut |
Bununla yaşamaya çalışmak..
Hastalıkla yaşamak gibi,
Varlığında, Yok’luğunu kabullenmek…
Bu yüzden,sevmmeye alışmak gerek...tebrikler değerli kalem...