Şeytana su içiriyorum susadıkça
Şeytana su içiriyorum susadıkça
verevlenen günahları iliştiriyorum virgüle "comte’un şehevî fahişelerinden sana ne "diyor kuytu kümeste debelenen şuurum yaşama telaşım yılanın kuyruğuna teneke bağlamamdan korkum bir şahin kapacak kırık dağdan inip şafak vakti ellerim acunu yuvarlıyor ilenç çukuruna yıldızların bana küskünlüğü ondan olsa… yabancı bir şerarenin çekiminde adımlarım istemiyorum düşlerim yıkanmasın renklerle pişmanım pişmanlık hissetmediğimden Tanrı’yla konuşacak bir şeyim yok suskularım bataklıkta gözlerini gömüyor yolağzında düşüyor cehaletim gelinciklerin boynunu koparan rüzgâr kaldırmak istiyor itiyor saçlarım Descartes ‘ın başını okşuyor avuçlarım günışığı yüzümde dindarâne çizgiler çiziyor bütün “ünlemlerim” şeytanın utku çarkında avaz avaz kahkahalarımı bir mağaraya tıkıp dönüyorum gerisin geri alev ve tuz dilimde kayaların çığ artığına basarken huzursuz yükü yüklenip topuklarıma çöken rehavetle yürüyorum nefessiz sokuluyorum usul usul yiten toprağa belki bir yaban yoncası bulurum bitimsiz kim bilir omuzlarımdan indiriyorum terbiye edemediğim şeytanımı bir kıymık felsefe batırıyorum ateş fışkırıyor oluğundan “yarın yeni bir gün” diyor şeytanım sahi Meryem orucu tutsak ya… gönül gençyılmaz |
korkum bir şahin kapacak kırık dağdan inip şafak vakti
ellerim acunu yuvarlıyor ilenç çukuruna
yıldızların bana küskünlüğü ondan olsa…
Ölümcül dizeler....keyifle okudum.Kutluyorum efendim..Takibe aldım sizi.
Hürmetle.