kadın
henüz uyandı kadın
kıpkızıl bungun düşlerinden yapayalnızdı kolları baştan ayağı eylül “ve sultanîyegah burcunda bir gün” yaslandı bir buz dağına topukları üşüdü bir iki anı döküldü saçlarından kalktı çay koydu meneviş porselende valery’den düzmece ölü kadın mısralarını mırıldandı bir iki inledi yalnızlığı içine çekti çayın burukluğunu önce bir güvercin sonra bir bal böceği kondu penceresinin kıyısına yudumlarken çayını Anadolu başını büktü unuttuğu bir dua yapıştı dudaklarına bir menekşe gülü tırmandı gözlerine suya karışan bir ney sesi gibi duruldu ansızın rüzgar kuşu oldu ruhu dirim bir hülyaya daldı sessiz yaklaştı ölüm incitmedi dokunuşu gözleri açık gülümsüyordu dudakları tepeden tırnağa aşınmış parmaklarında mercan tespih uykuya daldı gönül gençyılmaz |