böyle mi olacaktı hangi cebime doldurdun sensizliğimi sahi ne zaman tutacaksın ellerimi
ilticam sanadır yâr ha geldim ha geleceğim sen de biliyorsun ayaklarım kirlenmiş bedenimi sırtlar hüznün sessizliğinde
I-
Ah münzevim yüreğimin yangın yerine su damlacıkları taşıdığın artık kalem tutmayan bulanık bir hayatın acizliğine düşürdüğün ellerini uzat bana yüzüme tırnak izi bırakan suskularını konuştur
istenmeyen bir misafir gibi bakıyorsun oysaki gece nöbetlerini devralmak için kapını çaldım göz yaşlarını sakladığın yerden çıkarmak adına al/dır/ma gece bakışlarını gözlerinden ağlayamam
II-
bir tek damla yeter mi uzak bir ülkedeki ölgün savaşı yok etmeye veya başı sonu belli olmayan bir masal adamış olsam ay çıkmamış gözlerine anlayabilir misin yastıkaltı düşlerimi
hadi it beni saçlarındaki uçurumdan omuzlarından silkele düşerken bir çarşaf aç en dibe sonra üzerine çek beni ama sen cesedimin ağırlığı kadar sus
içimdeki çocuk çoktan terk etmişti bu şehri ikimize kalan ne diyecek olursan bana kalan küflenmiş dilimin söyleyemedikleri sana kalan yetim bir kız çocukluğu
söylenmemiş lehçelerimin tercümanı ol dudaklarımdan dökülen en unutulmuş harflerim avaz avaz bağırdığım susmalarım ve n’olursun dilendiğim diyeceklerim ol
III-
avazım çıktığı kadar bağırsam bir merdiven boşluğu yankılanıyor sesime tenhalığımı iğfal eden kalabalık çörekleniyor başıma sayıklaya bildiğim kadar seni terliyorum
hiçliğimin paftalanmış bir fay hattından farkı yoktu öyle belirgin öyle çaresiz ö l e s i y e sensiz-im
tek bir şeyi hatırlıyorum içimin en belirgin yanı sen lekesi şimdi daha bir sırtlıyorum acıları aşeriyorum vadesi gelmemiş tesellilere
yine kendimden habersiz bir yerlerden gidiyordum bir yere varabilmek için rehberim ol bunca çıkmaz yollara inat diyeceksin burdan geçebilmek için önce beni çiğnemelisin
IV-
ah münzevim biliyorum çok uzaksın karanlıkta duyduğum fısıltı kadar boğazının yırtılıdığı kadar haykır beni
gıyabımda saf tutanları kov burdan saatimin senli zamanlara göm beni sahi şimdi saat kaç kasımı teğet mi geçiyor yoksa ağlama sarhoşluğuna bilmem kaç mı var
anladım artık ellerimin neden titrediğini i s i m s i z b i r k a d ı n s e v i y o r u m ç/alınmış bir cümleyle nokta koy bana bitir beni
dilen/me felekten hiçbir zaman çalmayacağı geceyi senin yağmurların başka şehirlerin sokaklarına akarken bari benim gölgeme yaslanma öptüğüm yerde kal çoğullaşmadan yeter bana bunca anı birikintisi
unut sanki beni hiç sevmemiş gibi gül sanki seni hiç ağlatmamışım gibi sil her şeyi ama gözlerini kapatma son damlasına kadar düşmek istiyorum
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
münzevim şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
münzevim şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ilticam sanadır yâr ha geldim ha geleceğim sen de biliyorsun ayaklarım kirlenmiş bedenimi sırtlar hüznün sessizliğinde
I-
Ah münzevim yüreğimin yangın yerine su damlacıkları taşıdığın artık kalem tutmayan bulanık bir hayatın acizliğine düşürdüğün ellerini uzat bana yüzüme tırnak izi bırakan suskularını konuştur
istenmeyen bir misafir gibi bakıyorsun oysaki gece nöbetlerini devralmak için kapını çaldım göz yaşlarını sakladığın yerden çıkarmak adına al/dır/ma gece bakışlarını gözlerinden ağlayamam
II-
bir tek damla yeter mi uzak bir ülkedeki ölgün savaşı yok etmeye veya başı sonu belli olmayan bir masal adamış olsam ay çıkmamış gözlerine anlayabilir misin yastıkaltı düşlerimi
hadi it beni saçlarındaki uçurumdan omuzlarından silkele düşerken bir çarşaf aç en dibe sonra üzerine çek beni ama sen cesedimin ağırlığı kadar sus
içimdeki çocuk çoktan terk etmişti bu şehri ikimize kalan ne diyecek olursan bana kalan küflenmiş dilimin söyleyemedikleri sana kalan yetim bir kız çocukluğu
söylenmemiş lehçelerimin tercümanı ol dudaklarımdan dökülen en unutulmuş harflerim avaz avaz bağırdığım susmalarım ve n’olursun dilendiğim diyeceklerim ol
III-
avazım çıktığı kadar bağırsam bir merdiven boşluğu yankılanıyor sesime tenhalığımı iğfal eden kalabalık çörekleniyor başıma sayıklaya bildiğim kadar seni terliyorum
hiçliğimin paftalanmış bir fay hattından farkı yoktu öyle belirgin öyle çaresiz ö l e s i y e sensiz-im
tek bir şeyi hatırlıyorum içimin en belirgin yanı sen lekesi şimdi daha bir sırtlıyorum acıları aşeriyorum vadesi gelmemiş tesellilere
yine kendimden habersiz bir yerlerden gidiyordum bir yere varabilmek için rehberim ol bunca çıkmaz yollara inat diyeceksin burdan geçebilmek için önce beni çiğnemelisin
IV-
ah münzevim biliyorum çok uzaksın karanlıkta duyduğum fısıltı kadar boğazının yırtılıdığı kadar haykır beni
gıyabımda saf tutanları kov burdan saatimin senli zamanlara göm beni sahi şimdi saat kaç kasımı teğet mi geçiyor yoksa ağlama sarhoşluğuna bilmem kaç mı var
anladım artık ellerimin neden titrediğini i s i m s i z b i r k a d ı n s e v i y o r u m ç/alınmış bir cümleyle nokta koy bana bitir beni
dilen/me felekten hiçbir zaman çalmayacağı geceyi senin yağmurların başka şehirlerin sokaklarına akarken bari benim gölgeme yaslanma öptüğüm yerde kal çoğullaşmadan yeter bana bunca anı birikintisi
unut sanki beni hiç sevmemiş gibi gül sanki seni hiç ağlatmamışım gibi sil her şeyi ama gözlerini kapatma son damlasına kadar düşmek istiyorum
kutlarım
seval akkuş tarafından 6/10/2012 9:23:53 AM zamanında düzenlenmiştir.
ilticam sanadır yâr ha geldim ha geleceğim sen de biliyorsun ayaklarım kirlenmiş bedenimi sırtlar hüznün sessizliğinde ................................ sevgim sanadır yar ellerim üşüdükce ellerine kıblesiz ne çok kederler düştü yüreğime ve slinmedi hiç gözlerin gözlerimden ismin tanımsız tümcelerimde titrerken
sevgi çicekleri bırakıyorum sayfanıza sevgi adına ve tebriklerimle...
Seçkiyi hak etmiş şiire,şaire çokça tebriklerimi bıraktım...hüzünlü bir iç çekişti,şiire muhteşem nakşedilmişti... Yorumunuzu herzaman zevkle dinliyorum,yüreğinize sağlık efendim...
tebrik ederim,günün seçileni olup hak ettiği değeri görmüş şiir zaten.. dikkatlice dinledim..Edebiyat aleminde, iç içe gecmiş ama vermek istediği anlamdan zerre kayba uğramamış nice cümleler ile dolu şiir.. keyifle bulundum sayfanızda..saygılarımla!
"Münzevi" günlerdir dilime takılan bir kelimeydi. Kocaman bir şiir olarak görmek mutlu etti. Yerine de çok yakışmış Emeğiniz daim olsun değerli şair...
damlaya damlaya göl olurmuş...senden, benden, ondan dökülen bir damla yaş; bizden, sizden ve onlardan dökülen yaşlarla kucaklaştığında; bu halka yayılıp çoğaldığında ve dökeceği yatağını da bulduğunda, uzak ülkelerde bile olsa bütün savaşları yok etmeye yeter de artar belki...yeter ki umudumuzu taptaze bir çiçek gibi yeşertip büyütelim avuçlarımızda...zaten şiir dediğimiz biraz da umuttur...hasrettir...özlemdir...sadece aşka yelken açmak değil umuda da yolculuktur aynı zamanda şiir...
daha çok aşkı anlatmış şiir...biraz terlemiş bunu anlatırken de...hatta biraz demeyelim de bir hayli terlemiş...ama en azından yüreğini olduğu gibi dökmesini bilmiş sayfaya...bu arada güzel imgeleriyle şiir hem romantikliğini korumuş hem de çekici olmuş...itiraf etmeliyim ki "sahi şimdi saat kaç" kısmına gelene kadar gayet güzel ilerliyordu şiir...böyle bu soru damdan düşer gibi sanki şairin aklına paldur-küldür gelmiş gibi bir izlenim yarattı bende...ister istemez bu soruyla bir duraklama mevzu bahis olmuş..hani sanki nefes nefese kalmış da aniden dinlenmeye çekilmiş gibi...bu şiirin bana göre gereksiz ve fazlalık kısmı...oysa "gıyabımda saf tutanları kov burdan" ne kadar güçlü bir imge ve peşinden gelecek olan satır da öyle bir cümle olmalıydı ki onu doruğa çıkarabilsin...ama bu sorudan sonra tersi olmuş... düşüşe geçmiş şiir...
gelelim beşinci bölüme...bu bölümün ikinci satırında bir düşüklük var yine..."...çalmayacağı geceyi" derken ikinci tekil şahısa bir sesleniş var orada...yani "çalmayacağın geceyi" şeklinde olursa kulağa daha hoş gelecek sanki...buna rağmen bu düşüklük kulağımı tırmalamadı diyebilirim...niye diye sorarsanız; çünkü o bölümde şaha geçmiş bir söylem var: "senin yağmurların başka şehirlerin sokaklarına akarken/bari benim gölgeme yaslanma"...işte şiirin en güçlü ve vurgulu iki cümlesi bana göre...gerçi buraya gelene kadar bunun gibi güzel vurgular ve imgeler vardı ama yine de bana en güzel görünen ve kulağa hoş gelen kısım işte bu kısım...
gelelim finale...bir şiirde giriş ve final kısmı çok önemlidir....çünkü giriş Sizi şiirin içine alır ve sürükler...arada ayağı takılan ya da kayan cümleler bile olsa şiirin devamını merak edersiniz...final ise şiirin akıllarda kalacak çizgisidir...hatta öyle ki bazen şiiri başa sarıp tekrar tekrar okutturur Size...bazen bir şiir okursunuz şiirin girişinden tutun da finale kadar sürükleyici tek bir cümle bulamazsınız ama final de bomba etkisi yaratacak iki cümle olur hayretler içersine düşersiniz...bazen de bir şiir çok güzel olur...Sizi alıp götürür gittiği yerlere...duraklara beraber...sonra aniden bir durakta indirir yaka-paça...halbu ki Siz ne güzel yol alıp gidiyordunuz...inmek aklınızın ucundan bile geçmiyordu...şimdi ben de bu şiirde finale gelinceye kadar zaten kafayı şu gereksiz soruya taktım...ki öyle taktım ki hiç huyum olmadığı halde ( tamam hiç demeyelim de arada bir ters tarafım tutar ) uzattım da uzattım lafı...yani şiir beni o sevmediğim durakta zoraki indirecekti...hoş ben biraz daha uzatırsam korkarım ki şair de beni yaka-paça edecek zaten şimdi...neyse az sabrediversin zaten şunun şurasında finale geldik:)))))
yani finali ben daha güzel hayal ediyordum...ne bilim biraz kolaya kaçmış gibi geldi bana...
yani böyle işte...huyum kurusun konuşmam konuşmam ama böyle bir cümleye takılıp da alıp başımı gittiğim olur...
affola!..
saygılarımla...
Yaralım tarafından 11/17/2011 7:35:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
hadi it beni saçlarındaki uçurumdan omuzlarından silkele düşerken bir çarşaf aç en dibe sonra üzerine çek beni ama sen cesedimin ağırlığı kadar sus
Şiire olan hakimiyetiniz ve bikiminizi, cümlelerdeki üstün seçiciliğinizi usta bir kalem olduğunuzu gösteriyor, bu tip şiirlerde uzandıkca şair genelde hakimiyetini kaybeder lakin sizin bilgi ve beceriğiniz tam aksini yansıtmış şiire baştan aşağı hakim olduğunuzu gözetledim. Uzun olmasına rağmen önce bir kaç kez dinledim ve kulağa gelen ses fonla birlikte tam yerine oturmuş... Günün şiiri seçilmeside ayrıca takdire şahandır.Erzurumdan Tam puanla Kudretli kaleminizden büyük haz duyarak harika şiirinizi okudum, dinledim kaleminizin kudreti nefesinizin buğusu hiç bitmesin
Bu güzel dizeleri Yazan yüreğin Kalemi daim olsun..Mutluluk yüreginizden tebessüm yüzünüzden asla eksik olmasın... Sezai Binici/umut_adam/Erzurum.. Saygılarımla
Adaş'ım ! Peki senin dünyanda gözlersiz insanlar var mı ? Misketleri ç/alınan çocuklar , veya saklanbaç oyunundaki oyun bozanlar , kör ebe'de çelme takan adam küçükleri var mı ?
Hoşgeldiniz .Aydınlık bir dünya diliyorum . Teşekkürlerimle .
kıyam/et v/akti ha geldi ha gelecek kapımda ölümü/n sesi
sukutuma lades cümleler peşindeyim.sensizlikten biçtiğim yalnızlık kumaşını yamıyorum yüreğime göz yaşına sürülmüş üç harftim,konuştunda düştüm dilinden.suç üstü yakalıyorum gözlerini sus bana en konuşkan hecelerinle...
iki düğüm arası bir yalnızlık bu.hangi tarafa yönelse kalbim çıkış yok mahkumiyetin kimsesiz bir yalnızlık diye zılgıt geçiyor kör olası düğümler en çözülesi yerinde körleşiyorlar bana....
menzilii sana ayarlamıştı bu yürek vurgusu.artık yürek yanılgılarıdamı beni buldu.sustun bana en derinden,konuşturmadı seni hiç bir kelime.
eteklerini topla gönlümden,ziller takıp saçlarına savur en yeni yarıonlara sesine aşina bu kulaklarım bulur seni her nerede olsanda içime batıyor bu sevda.çıkaracak yok mu senşi içimden,öyle bir cümle yazılsınki senin asdına bir gölge gibi süzülüp ak başka diyarlara....
dilen/me felekten hiçbir zaman çalmayacağı geceyi senin yağmurların başka şehirlerin sokaklarına akarken bari benim gölgeme yaslanma öptüğüm yerde kal çoğullaşmadan yeter bana bunca anı birikintisi
unut sanki beni hiç sevmemiş gibi gül sanki seni hiç ağlatmamışım gibi sil her şeyi ama gözlerini kapatma son damlasına kadar düşmek istiyorum
Günün şiirini ve şairini yürekten kutluyorum. Saygı ve selamlarımla.
istenmeyen bir misafir gibi bakıyorsun oysa ki gece nöbetlerini devralmak için kapını çaldım göz yaşlarını sakladığın yerden çıkarmak adına al/dır/ma gece bakışlarını gözlerinden ağlayamam
ş i i ir di....istenmeyen bir misafir gibi yim yüreğinde ne çok acı .. tadında deminde bir şiirdi Fırat çok güzeldi güne de yakıştı kutlarım. her dem şiirle
Ne zaman dokunsa yüreğim bu kalemin sesine...HÜZÜN !!! Hüznü şiirle ilmek ilmek işleyen ve çeyizinde biriktiren Efe... Vuslat aksi olsun dilerim... Sevgimle kardeşim...
Serbest şiirleri zor beğenirim ama bu şiirde anlamsız uçuk imgeler yoktu ve her bölümde zihinlerde yer edecek en az bir vurucu cümle vardı. Çok beğendim bu şiiri, emeğinizi kutlarım. Selam ve sevgimle.
Günün mükemmel dizlerini ve değerli dost şairimizi candan tebrik ediyoru duygualrınıza usta kaleminize nefesinize sağlık başarılarınız bitimsiz olsun saygımla.
dilen/me felekten hiçbir zaman çalmayacağı geceyi senin yağmurların başka şehirlerin sokaklarına akarken bari benim gölgeme yaslanma öptüğüm yerde kal çoğullaşmadan yeter bana bunca anı birikintisi
unut sanki beni hiç sevmemiş gibi gül sanki seni hiç ağlatmamışım gibi sil her şeyi ama gözlerini kapatma son damlasına kadar düşmek istiyorum
kalemine..nefesine bin bereket olsun:) can fırat kardeşim benim..keyifle dinledim..sevgimle...
söyleyecek söz bulamıyorum şiir okundukça okunaçak cinsinden soluksu okumaya ve dinlemeye çalıştım bu şiire günün şiri ödülü verilmesse çok üzülürüm ablam harikalar yaratmışsın ellerine yüreğine sağlık böyle şiirlerin edebiyataki muhteşem yorum usta kalem efe polat tebrikler.
merhaba deli çocuk yine destan yazmışsın tebrikler demek ki genç olmak aşık olmak böyle birşeymiş söylenmedik sözleri dize getiriyorsun kelimelkeri esir almış yüreğin tebrikler ustam yüreğin yalnız kalmasın aşkla kal
Hep kendine dökülüşlerin ve kendine seslenişlerin ırmaklarıyla yürürüz göğsümüzün o elim ağrılaına. Kendi ipek yollarımızı aramaktan yorgun, kendi aşk ovalarımızın kıraçlarında mevsimleri çağırmaktan durgun kalırız. Bir şarkı gibi sokulur bir gün yüreğimize aşk, çığlıklarla büyür ve sarar elim bir ağrı gibi göğsümüzün o hüzün mabedini... Tebriklerimle...Şiir yürekli çocuk.