kara gölgeler...
Kara gölgeler var sana bağlı senden kalan, sana aşina senden aşikar....
gökyüzü hiç bu kadar karanlığa doğmamıştı ve yaşlarını akıtmamıştı Nuh’un ardından böylesine nefretle... ne de hasret... hayır! hasrete yazmamıştı kahinler ayinlerini falını bile umutla bitirmemişler miydi?.. hasret ve koynunda çıplak kalmış vefasız anılar söylememişti hiç bir gece yalnızlık ağıdını... ne de sitem hayır! sitemi yazmamıştı kalemler alın yazgısına ümit her dem acizin ekmeği değil miydi?.. sitem ve içerisinde büyüttüğü isyan soldurmamıştı sevdayla büyüttüğü menekşesini ne de kırgınlık hayır! kırgınlığı yazmamıştı gözleri dudaklarına yüreğe kefeni biçip gitmek vicdansızlık değil miydi?.. kırgınlık ve dallarında düşün yuva yapmış ölüm gömememişti elleriyle kazdığı mezara karanlıkları ne de hüzün hayır! hüzne dur diyemezdi kaderin cilveli korkusu sevda kara gölgeler ardında aydınlığı aramak değil miydi?.. hüzün ve yokluğa biraz daha yaklaşan adımlar varamamıştı bir çocuğun saf ve temiz hülyalarına ne de acı hayır! dokunamazdı acı bir annenin dokunduğu tene dudaklarıyla basit bir buse her yaraya merhem değil miydi?.. acı ve kimsesizliğe yazılmış şiirleri vardı ömrün daha bir ağaç bulamadan gölgesinde kaybolan ruhu hep aynı sözlerin yatağında uyanır oldu artık ve paramparça bir düşün son kalıntılarında el değmemiş bir yaşamın camlarını kapatıp oksijeni bitmiş aşkın son anlarında ne de ölüm hayır! ölüm bile kurtaramazdı kum saatine takılmış sevdayı hem toprak olmuş bir beden dirilmeye değer miydi?... acaba?.. aah! ne çare kara gölgeleri var bu aşkın sana bağlı senden kalan sana aşina senden aşikar... |
bazen insan kaçırdığı güzelliklere hayıflanır ya
gözden kaçanlara
kalem harika şiirler ağlıyor kağıda
tebessüm ediniz efendim
bu şiir muhteşemdi...