dokunsalar ağlayacağım
ben hep başka düşlerin kadını oldum
ellerimde tutulacak bir yer de kalmamıştı zaten geçmişin boynunda ihtiras sevdanın koynunda yalanlar büyümüştü ve zamansız gidişleri öğretmişti ömür defterini dürmeden acının acıya müebbet bir anıya hapsetmişti yüreği... boşlukta bırakmıştı her bir darbe yıllandıkça kokmaya başlamıştı sözlerin ahengi karanlığında gizlenmiş ihanetlerin her bıçak darbesinde biraz daha açılmıştı yaralar tuz basmaya mahal vermeden... ve ben hep başka düşlerin kadını olmuştum ellerimde tutulacak bir yer de kalmamıştı zaten... yavaş yavaş yürümek gibiydi karlar üzerinde iz bırakmadan imkansız ve bir o kadar soğuktu gerçekler buz gibi ellerim ve ayaklarımda yalnızlığın prangaları hep farklı hayatların resimlerini çizdim ben ve aşklarını yazdım oysa ben hep ben diye başlayan cümlelerin arkasına sen diye anılan sevdayı yazmıştım... sonradan öğrendim ben yaşamayı bıçaklar sırtımda iz bırakıp giderken susmayı öğrendim işte akan yaşları bir bir silerken fütursuzca ihanete baş kaldırmayı hap farklı bir zamanda yaşamayı düşlerimde yıkıma uğratırken gerçekler yine de altından kalmayı öğrendim işte... ama ben hep başka düşlerin kadını oldum ellerimde tutulacak yer de kalmadı zaten sana ait bir anı var bugün kalemimde her şey boş ve yalan işte izledim film gibi geçmişi yeniden dokunsalar ağlayacağım..... |