İçine Hapsolan Habisansızın ışık azaldığında ay kuşaklarının altında gözlerin gürzlere siper olup, kılı kırk yararken Tanrı’ya kalbine dokunursa melez bir şiir kordonları sana bağlıdır hayatın yoksulluktan altını ıslatan çocukları anımsa çıkagel kendine tan alacasında bir gün, -bir gün dahi vaktin olmayınca- son basamak bile kalmayacak ürkek ayakların için henüz teşhisi konulmamış bir kanserli nasılsa ve yahut göğüslerine ellilik sıkıştırılmış bir fahişe frapan ışıklar altında gereksiz seviştiğin için mundar edeceksin uykularını hesap soracak elmacık kemiklerin yanak çukurlarına bas reset tuşuna beyninin kıkırdaklarında saklanmış bir kaç hatıra ölsün yalan söyle/daha çok var yatsıya içinin hiç el değmemiş yerlerine ulaştır birilerini aşk denen o tuhaf telaşe ile fink atsın yaşlı yüreğin biliyor musun denize bakmak gibidir kendini izlemek camgözlerin dolaştığı falezlerde kaç intihar çocuğunu geri çevirir bir aşk şiiri bu gece ayın ondördü uzat yüzünü celladına naftalin kokulu dudaklarına çizilsin efsunlu gökyüzü omurgası dik adamlar gibi hadi bana bulanık suları ters yüz eden bir deniz getir.. .............................................................. Çiğdem Parlayüksel |