“Güzellik sana has, yoksa soydan mı
Merih’ten mi geldin bilmem ay dan mı
Zeytinburnu’ndan mı, Bakırköy’den mi
Kız sen İstanbul’un neresindensin”
AŞIK YENER


Görünce gül yüzün gönlüm şad oldu
Hele söyle güzel nerelisin sen
Zayoldu esefim hem dilşâd oldu
Hele söyle güzel nerelisin sen

Yaradan hoş etmiş bulunmaz kusur
Her gören âdemi eylersin esir
Ardahan, Bilecik ya Balıkesir
Hele söyle güzel nerelisin sen

Hayal misin acep yoksa zahir mi
Güzelliğin baki, huyun mahir mi
Kütahya mı, Van mı, Eskişehir mi
Hele söyle güzel nerelisin sen

Savruldun mu sen rüzgârgülü müsün
Bad-ı saba mısın, tan yeli misin
Sakarya, Nevşehir, Rizeli misin
Hele söyle güzel nerelisin sen

Çözülmez sözlerin bir bilmece mi
İsmin Selmin, Serpil ya da Ece mi
Muğla mı, Niğde mi, Muş mu, Düzce mi
Hele söyle güzel nerelisin sen

Mevla’m bir tutamlık bal çalmış dile
Kaş kemana dönmüş, yanaklar güle
Ya Mardin, Ya Hatay, ya Çanakkale
Hele söyle güzel nerelisin sen

Dolaş yaylaları, bayırı, kırı
Som altın eylersin versem bakırı
Gördün mü Bitlis’i, Diyarbakır’ı
Hele söyle güzel nerelisin sen

Sevda limanından kalkmadan gemi
Vakit geç olmadan binesin he mi
Kırıkkaleli mi, Kırklareli mi
Hele söyle güzel nerelisin sen

Hangi kollar seni önceden sardı
Seni saran kulun kalır mı derdi
Gümüşhane, Samsun, Trabzon, Ordu
Hele söyle güzel nerelisin sen

Suskunluğun utançtan mı, yastan mı
Neden konuşmazsın acep kesten mi
Elazığ, Malatya, ya Sivas’tan mı
Hele söyle güzel nerelisin sen

Yaşın otuz beş mi, kırk mı, elli mi
Tevellüdün kaçtır, tarih belli mi
Ankara’dan mısın, İstanbullu mu
Hele söyle güzel nerelisin sen

Vedat Yılmaz
Elazığ / 2025