Leylâlar Sahilindeen kor düşlerin ulu ortası mor kasımpatılı solgun akşamlar bir damla göz yaşıydık/annesiydik yarınların.. flu perdeden sızarken ansızlık çok garip gelmişti hayat ve çalımlı bakışları oysa bir sonun üzerine yazılmalıydı başlangıcımız geç kalmışlık hayasız bir çocuk gibi kelepçelenirken rüyalarımda ve sen alıp alıp giderken birkaç ateşli geceyi koynumdan dipleri kırağı tutardı saçlarımın, sonrası bilinmeyen bir hastalık ezerdi seni/ya da beni kızgın birkaç kedi çiftleşirken bahçemde ya da bir melodinin notaları arasına hapsolurken, ikimiz belki de kalbimin düğmelerini açardı birileri ela bir çılgınlıktı sevmek/tıpkı adımızın benzeş harfleri gibi ya da hatırlasana tünek tepeden denizi izlerken başımızın dönmesini sulak bir bahçede, çamura bulanırken ayaklarımız hep o ses bölerken, hevesimizi (nasıl da umursamazdık) ya da sevişerek dinlenirdik ya hani o vakit büyük olasılık ağlaşırdı hercâiler soluklarımız karışırdı gök yüzüne doğru ölürken ve sen ve ben leylalar sahilinde kırlangıçların bam telini koparırken şimdi ay’sız anlam’sız aşk’sız.. (03.07.2012) Çiğdem (Parla) Yüksel |
Bırak başıboş kalsın hüzünlerim, acım veya kavgam.
Şiirin pek güzel, çok güzel, çook güzel canım.