KAPALI BİR ÇARŞI İÇİM
kiraz günleri çocukluğum
altın toplardan oyunlar ve kıçı kırık tren vagonları tabiatüstü bir güçtü benimkisi belimin ortasından köprüler geçirmek dibe battık hep birlikte sonra denizin üzerine dizdiğim iskambil kağıtlarıyla - yazık oldu anlat onlara ne kadar çok sevgi istedim o vakitler istridye kabuklarının minik aralıklarına notlar bıraktım ilham alman için şimdi ise yalnız bir bayram öncesi ıslığımı kendim bile duyamıyorum genzimde mentol tadı, yakın gözlüğü kullanmaya başladım birde yatarak okuyamıyorum kitaplarımı kalbimde yuva yapmış binlerce karınca ordusu çocuklar ölüyor en çok da bu donduruyor kanımı çocukları kendim doğurmuş gibi kefenliyorum çoğu kez erken kapatıyorum haber kanallarını eve çabucak dönmeliyim telaşı ellerimi kullanıyorum ayaklarım yerine bombalar patlıyor, istanbul’a bir zeval gelmesin korkusu beni bitiren kaybolan bir şeyler var ya da eksikliğini dolduramıyor birileri eski resimler olmak istiyorum fırın kuyrukları ve köşede yenigün şekercisi en ince yerinden kırıldığım ince hayal sızısı babamın traş görmemiş yanakları kuş sürüleri geçiyor aklımın sınırlarından kuşlara bu mevsim de geç kaldım, korkusu ağlamak çocuklara mı özel? en şiir haliyle uçuşuyor ötüşgen kuşlar omuzuma bir dantel izi bıraktığın o akşam, üzerim akıyordu sanki üzerine, üzerin tamamen bana ait olana dek.. adını utangaç hatırladığım en a/şık halimle oturduğum yerde kalıyorum kaldığım yerden izliyorum üç boyutlu göğün turkuazını son günlerimi yaşıyor gibiyim son dediğin nedir ki denizin bitiş çizgisi mi? Çiğdem Parlayüksel 09,09,2016 |
Tebrikler