Uyandık Bir KereUyandık Bir Kere yaprakların karaltısında çay içtik sessizce uzaktan insan sesleri geliyordu maceramıza gök gürültüsüyle uyandık ya bir kere ihanete denizin iyot kokusuyla gelen haberde kulağımız kalın bir öksürükle sarartınca dişlerini cigaran bıyık altı gülmeye başlardın tarihin acizliğine ellerinde korkuya umarsız akşam bildirisi kokusu gamzeli kısık bakışlarına bilmem kaç evren sığardı mahallenin helaları dışarda evleri asla öksüz kalmaz yüreğini sardığın kitapta emeğin iktidarının mürekkebi ve harbi sapsarı alışkanlıklarıyla gecelere hazırlanırdı sıvasız duvarların ilk uykulara bile şefkatli yüzleri karnından kurşunlanmış sert güzelliğiyle işçi kıza aşık oldum ilkin...sonrasındaysa biteviye ölçüsüzce aşık olmamın nedenlerine aşık oldum hep yüksek sesle gazete haberlerine fır yeni yetme bir grev gözcüsünün muşamba donlu küçük bebesinin gedik dişlerindeki dirence ekmek arası yolculuklarda tanıdım en çok babalığını babamın...ve annemin saçları hep çelikten süpürgeydi annemin çileli saçlarıyla örüldü vefakar pazar filemiz ve bu yüzden burjuvazi deşinirken çöplüğünde artı değerin bizim ekmeğimiz tertemiz ekmek arası yolculuklarda babamdan devraldım vardiyasını tarihin şu meşhur tekerleğinin en değerli dik başlı mirasını annemin çelikten saçlarıyla süpürmek için yalanını riyasını hayatlaştırmak için yaprakların karaltısında demlediğimiz öfkemizin sınırsız ütopyasını... Kağan İşçen |
sizi şiir defteri netten çok iyi anımsadım...
Saygılar...