Kimliğimde Hasretin SaklıKimliğimde Hasretin Saklı soğumadan iklim artıkları kuşları izle özgürlük düşleriyle serilsin ayağına gerçek al benisi balkona sığan gündür söz yangınımın dünyası çığlık çığlığa tılsımlı bir sevdayla kent içine kapanık kadınlar gibi ürkek ağlamaklı öyküler geçiyor aklımdan huzurunu rüzgara teslim etmiş ıslıklarca koşuyorum ardından kış bitimi tebessümlerinin içinde kaybolduğum bu girdabın karanlığı gözlerin çocuk bekleyişlerde yokuş sıra hüznüm eski bir odada hala kötüler yok rüyalarımda ayrılık trenlerle tanımlı ay ışığından buketler yapıyorum yastığının altına başucuna kollarım seni sarmak istedikçe uzamak istiyorum sanrısı kağıttan gemilerle denize açılmak kadar kollarım seni bulmak istedikçe uçmak istiyorum sonrası baskın avuntularda kaçışlara sığınmak kadar hırçın hareleriyle özlemler kuşatmasında ömrüm kahkahalarını okul yıllarından damıtmış yanaklarımdan kent yoksulluklarını kır gezileri bilmiş ve hep öğrenci ömrüm sana düşkün şefkatimin sancılı zamanla boy ölçüşmesi tadında bırakılmış bir ölüm olmayacak gidişim bulanık sularda aksini arayan bir âmâ kadar gayretle ama sağ salim varacağım toprağın rahminde gene çocuk gene sevdalı ve mevsim rüzgarlarıyla saçlarında hayretle yaz suskunlukları yükseliyor ara sokaklarından ağustosun çıplak ayaklarıyla gece çalıyor güneşin altındaki soluğunu siyahın teni sen oluyor dokunduğum her sayrılı uykuda üzgün kimliğimde hasretin saklı adımı yokluğunun yerine kullanıyorum Kağan İşçen |