İSTANBUL'DA YAŞAYAN SOKAK ÇOCUKLARI VE ONLARIN TÜRKÜLERİ
Biraz önce martılarla
Sonra doğumevin den yükselen çığlıklarla inledi kent. Tüm insanlar uykudaydı evlerinde, meyhanelerde. Gezinen tinerci çocuklar, ıslık çaldılar. Küfrederek yalnızlığa bağırdılar. Oysa yalnız olmalıydılar. Bakımsız ve aç Dolaştılar deniz kıyısında. Kız kulesi göz kırpıyor,davetiye yolluyordu onlara Sanki gerçek sahipleri gibi baktılar uzun uzun. Geceydi. İhtiyar köpekler hırlamaya başladı Dişiler kaçıştılar, Sarkık memeli olanlar, En azgın olanın tecavüzüne uğradı. Çocuklar gördüler. Gülümsediler, Zevkle, bu sevişmeyi izlediler. Korkusuzdular. Dalgaların hırçın sesi duyuluyordu. İçlerinden en korkusuz olanı Sevdiği türküyü söyleyerek, Kıyısına koştu denizin. Parlayan gözleri daldı bir vakit. Bu gözlerin sahibi bir avuç su aldı Yüzündeki kiri indirdi aşağı Damlayan su kömür karası gibi. Ve toprak itiraz etmeden Evsiz delikanlının armağan ettiği hediyeyi Gözlerini kapayarak yudumladı. Çiçek kökleri uyanarak uykudan Mutluluk ve sevgiyle Doyuran adama baktı. Cami ışıkları yandı Çocuğun gözlerini İstemeyerek Güneş doğana dek Aydınlattı.. İki büyük minaresi vardı caminin. Güvercinler gizlenmişti çatısına Uyur mu onlar? Bilmiyorum. Çıkan sesler horlamaydı sanki. Ve çocuklar dinliyordu Oturmuş çimenlere bu sesi. İmam okumaya başladı ezanı. Güvercinler,dalgalar,imam İnanılmaz bir savaş verdiler. Ayağa kalktı çocuklar Solgun yüzlerinde tebessüm Ve doğmuş olmanın pişmanlığı Asileştirmişti onları açlık denilen adam. Cami’ye davet ediyordu imam: Yaşlı ihtiyarlar uyandı yataklarından, Titreyen bedenleriyle çıktılar evden, Cennet için verilen bir savaştı bu. Tanrı rüzgar eliyle itti birini Ve şahadet getirmeden öldü yaşlı adam. Koştu çocuklar İhtiyarı ayağa kaldırdılar, İki polis arabalarıyla yaklaştılar. Ve ihtiyar sayesinde ev buldular. Hafif titreyen bedenleri ısındı nezarette Birbirlerine baktılar uzun bir süre. Karınları açtı Ve dayanamayıp düştü yere içlerinden biri Üfürdü kuvvetli nefesini Azrail Ve inatla ayağa kalkıp bağırdı çocuk. - Bir ihtiyar düşmüştü yere Yardım ediyoruz Allah rızası için, Orada ölmesin diye Evlatları ağlayıp,üzülmesin diye Bizi merhametsiz mi sandınız beyler? Bu dünyada pezevenk olacaksın Üç beş kuruş avanta vereceksin Sonra tüm kuralsızlıklara göz kapayacaklar. Adın tinerci olmayacak Yatacaksın en kıyak yatakta Sarışın bir orospu kollarında. İhtiyar morgdadır Yaşı yetmişi geçmiş Dirilteceksin onu ayağa En genç olanını satacaksın Yattığı yerde ölecek Ve o zarif genç kadın Hareketsiz ölünün başında,katil gibi duracak. Kendi nefesinden korkacak Girecek polisler. Hıçkırarak bir kadın ağlıyor, Olanlardan habersiz pezevenk İhtiyar adamı görecek yatakta Dili tutulacak oracıkta. Sorguda olan yaşlı adam Meleklere hesap verecek Ve götürecekler cehenneme koymaya: Selamlayacaklar: Onun muhterem sakalı için Şarapcı,tinerci ve katiller, Ve elini öpecekler kim bilir. Hayatlar,düşler Gerçekler,yalanlar,umutlar Ve yeni doğmuş günahlar dile gelecek Konuşacaklar. Ateşin sıcaklığı ve kadınların saçları İçini ısıtacak ihtiyar adamın. Kadın,çocuk ve meslek Gözünden düşecek Ve güzel olan birine göz koyacaktır. Ölenin mirasıyla: Beklide o zaman Tok,asil ve adam gibi Şu nalet dünya’da yaşayacağız O zaman köprü altında yatmayacağız. Suskun olan diğerleri Baktılar birbirlerine Sonra konuştu bir diğeri - Biz bu yaşam’da Fakir olduysak Yinede sustuysak Deniz kıyısında sabahladıysak Yağmur kucaklayan duvarı tanımadıysak Yinede mutlu olduysak Gazetenizde ihtiyar katili olacaksak Üstelik suçsuzsak Düşündünüz mü beyler? Kırılan yüreklerimizi? Ya da satın aldığınız onurumuzu? Dinlediniz mi türkülerimizi? Anne ve baba özlemini? Sıçrarken yerimizden yarı uykulu Tecavüzcü adamların elinden kaçışımızı Şu İstanbul denizine meteliksiz bakışımızı Tuttuğumuz balığı çiğ ezen dişlerimizi Yurt odalarında dövülen,sövülen kardeşlerimizi Kaçarak soluğu yeni kapı garında alanları Bunlar gördünüz mü? Ki masumiyetimizi göresiniz..’’ Çocuklar dışarı çıktı Suçsuz oldukları anlaşıldı. Döndüklerinde çoğalmış çocuklar, Ve bedenini satan orospular Başlarını öne eğerek bunları selamladılar. Oysa tanrı değildiler. Ve aynı cami etrafında bir gün Öldü içlerinden biri Onca gün katil diyenler En çokta imamlar, yaklaşmadılar. Ve garipler mezarlığına gömdüler. Ağladı arkadaşlarına çocuklar Ve yine bağırdı içlerinden biri. ‘’ Hep beraber bağırın gençler Dün açlıktan ölen kardeşler Gök yüzünden bizi izlerler, Ve inatla bizden Yaşamamızı isterler…’’ |