korkunun karıncalarıacısız sabah ölmeyen gün gözlerim ömür kurulu bir saat zindanlarda asılmaksızın akşama çığlığım karanlığı emerken ayın hüzün gözlerinden özgürlüğün yeşil ışığını aşkın iliklerine boşalttım yürekler solurken geceye saklandı akasya kokulu yapraklar siyah gölgelerin kalın kafaları ürkütürken sokakta sevgiyi kim bilir nasıldı aklı başında korkunun karıncaları yaşama içerlendiğim acı bulandı sessizliğin denizine kalbin ağrıyan kabına sığmadı cansız günahların kulakları içlerinde hep bir uğultu kustu yüzümün çatlak damarlarına kör gidişlerin yollarında çaresiz direndi kuşlar deli rüzgarın kucağında gök sancısıyla kımıldandı sığının kabuklarınıza çekin titrek ellerle maviyi üzerinize ağlasın gözlerde Eylül cehennemi gün soyunup giyinmeye başladığında sımsıkı aşkı sarın koynunuza çevirin tüm ışıkları şehre saçlarınız zamanı okşasın |