sis-yol ağzı-gölge
kabuksuz kavruk yaralarım
üryan vakitlerin eşiğinde şehr-i istanbul’un lâleleriyle söyleşir ‘’gemiyi bekleyen kuşlarım’’ huzursuz zaman nazlanır yol ağzında beni bekler rüzgârlar terazinin bir kefesinde korkularım bir diğerinde sırılsıklam düşlerim zincire vurulmuş çıkmaz sokaklarda ‘’ herkes kendi çarmıhını taşımak zorunda’’ der gölgemde Kafka ‘’ birbirine karışan sahipsiz sisler gibi’’ hatıraların tarazlı yüzünde karılan Savaşçı mısralarım yorgun yalnızlığın teknesinde yoğrulmuş bedenim güneşli güne öfkeli çolpa yolları devşiririm sızlar gözlerim dağılır içimde kötü ruhlar ‘’denizi geçtim amma derede boğuluyorum’’ yaşamak zor be! gönül gençyılmaz |
yaşadıkların kadarsın ancak...
Sevgimdesin her dem