Kırlangıç Bakışlı
Kırlangıç Bakışlı
pişmanlığını anladım tabi ki gözlerinin yan anlamlarını da dahil ederek ardımdaki sözcüklerinin dipsiz kuyusuna anladım pişmanlığını hayalperest konuşkanlığımla yürümezdi kısmak doğum çığlığını bezgince günün akışına bırakmaksa kendini bu sensin burgaçlarımda kaybolan günahım kapıyı çarptığını duyar gibiyim yüzüme gelişine kilitlenmişti ilk gülme deneyimim konuşmamak kapısını açsak da ara bir ikindi tutukluyum kenar semt kışlı çocukların elleri üşüyor kırlangıç bakışlı ayaklarınla yürümüyorsun sen ellerimsin dişimi tırnağıma geçirip yürümeni beklerim hayata tutunmak için çocukların elleri üşüyor saklarım seni özlediğimi hep gelmeni bekledim öpüşlerinden al kirazlı mevsimler yaratmak için çocuklar küpeler yapsın diye kulaklarına ama çocukların elleri üşüyor yaz duruşlu prensesim kırk gün kırk geceli masallar da avutmaz şimdi dargın gözbebeklerimi sımsıcak kucaklasam seni… düşlerini… çocukların ellerine sürerim gözyaşlarımı… sana aşk otundan bir hayat örüyordum kördüğümlü kendimi hayatsız bırakıyordum şefkat görmemiş bir vazo gibi kırılıyordum gözyaşlarım ayaklarına mı kapanıyordu çocukların elleri üşürken bakamam günbatımına saklarım seni özlediğimi... Kağan İşçen |