Bittiğinde...
Yüzündeki aksamlar bittin artık
Arta kalan yarınlar takvimlere teslim Sabah gün ışığında bütün yaralar Yardan kalanlarla yaşamayı sayıyor Kırılmış yanlar kanatıyor yaralarımı Kırılmış aynaların üstünden toplanıyor Yüzüne değen bütün yaşlar Yaşımdan geriye koşuyor bir çocuk Kolları kırık zaman hesabının Hesaplar altı çizik bir elvedaya gidiyor Aklımda gelgitler bu akşam Aklımdan boşalan koğuşlar titriyor Ufuktan gelen sese dönüyor elvedalar Ellerimi birleştiren sesler yıkık harabeler Sustum gece dökerken içini sahile Sahiden giden gelecekmiş gibi Adın kuytularda emanet bir hırçın dalga gibi Habersiz vurulan kayalıklarda adın Adım attığım yanım boş bir mezar sanki Saklısın düğümlenmiş bir taşın altına Su yutan nefesin bıraktığı iz gibi Kimsesiz bir suyun bıraktığı iz İzlerinden giden ölülerin sesleri Geceye karışan ay ışının senfonisi Sen ekmek parçalarından kırıntı gibi Martıların sabah şarkılarında nimetsin Nereden sarhoş bir gece gibi çıkıp gelsen Bir sabah şarkısında uyanan dalgalar Kaybolmadan parçalar kendini sahile Sahiden unutulmuş gibisin kimse gelmese Belirsiz gemiler seslerinden bir tutam ekmese Ekim kasım aylarından bir soğuk uğramasa Kaybolmaya yakın bu bedenim Bedelsiz sevgiler kâğıtlar gibi batıp gitse Gitmelerin sonuna vuran baltalar bileklerimi kesebilse Ölsem bu sularda keşke yüzme bilmesem Bilsem ki deniz beni senden az istiyor İstediklerimi bir mektuba sığdırıp geçiştirmesem Düşünce dizlerim kırılmış gibi kanamasa Yeniden ıslak saçlarında gezinip dursam Duracağını bilsem zamanın Zamlanınca gözlerindeki yaşlar Yokluğunun tarifini geçirecek olan sayılar Saya saya oynanan oyunlar bitse Son kez dönse eteklerim senden geriye Geri gelmeyi öğrensen gittiğin yerden Hangi tarifeye sayılacak günlerim Gün ayrı akşamlar ayrıysa eğer Sayılacak mı gözlerin değdiğinde kirpiklerine Kirli toprakların üstünde koştuğunda Kolayca izlerin sarılıp gölgelerine Göllerin derinliklerine saplanır gibi kalbime Kal demek için ellerimi çektiğimde kınından Kılın kıpırdamadan durur gibi sahi Yankılanacak mı kalbin suya değer gibi sesim Bittiğinde güllerin rengi yapraklarında Yeniden martılar ayrılık taşıdığında bu kıyılara Kırık dallara kıyıp aldığında toprağından Yeniden dönecek mi ayakların değirmenler gibi Öğütüp zamanı ayrılık taşlarında bir bir Yeniden şekillenip benzediğinde sevgiye Sev diyebilecek misin gemiler yeniden akşam geldiğinde Bu sahile sahi Sevebilecek misin yüzünde akşamlar Bittiğinde… //Se |