DOSTA DOSTÇA!!!
Senden görüşmeyeli neler oldu
Ey dost nasıl söylesem ki, Turnalar uçmaz oldu göğümde Yıldızlar bir bir avucumdan kaydı, Selvi dalları toptan kırıldı Güneşin ancak yankısını görebildim; Martılar yorgun bakışlarıyla beni gözledi, Minibüsler transit geçti yanımdan Beklediğim duraklar birden boşaldı, Yalnız gezdim çamur yolları Dudaklarım hep mırıldandı, Yasak düşünceler kafamda Bastığım zeminler kayıp gitti Sigaralar tek yoldaşımdı O da düştü birden elimden, Mecalsiz kaldım bu acunda Kimse anlamadı beni, Yüreğimdeki dinmeyen ateşle Gözlerim görmez oldu Nasıl bakılırsa cam arkasından O bile çok iyiydi benim halimden, Algılarım çatal çatal çoğaldı Psikiyatriler derman olamadı halime; Ey dost! Sanma ki unuttum seni Rüyalarım beni anlattı Anlatamadım ben kendimi, Atıldım korunaksız vahşi denizlere Herkes alkış tuttu yüzüme, Hiç çalınmaz oldu kapım Hasret kaldım telefon ziline Telefoncular sırtını dönüyordu Belki kontör sorarım diye, Daha neler oldu neler, Senelerce görüşmedim kimseyle Şükür diyorum bu günlere Beterin beteri gelirse ya! Demekten başka ne var elimde, Ey dost sen bilirsin beni Nasıl birden silinip gitti Böyle biri değildi ama nasıl oldu, Acaba acaba diye kurduğun senaryoları Etrafındaki parazitler yarattı… Kim bilir daha, görmeyeli neler oldu neler Düğümlendi sana yollar birer birer, Ama bildiğim bir şey var O da kötü biri olduğumu bilmeniz, Bunun aksi için dil dökmeye ne var Ama varsın böyle bilsin insanlar, Benimde öyle yapacağımı bekliyorlar Oysa ben dertlerden kule yaptım Onun hem mimarı hem ustasıyım, Mimara nasıl proje yapıldığı sorulur mu? İçimde gizledim o tılsımlı ustalığı Olur ki başkaları da bir gün Bu işe yönelmesin diye… Ey dost ama ben unutmadım seni Biliyor musun yürekteki mekanizmayı Dalgayla yoklar biri diğerini Yoklamadı benim yüreğim hiçbir yüreği Parazit atıklar girdi aramıza O parazitleri tek tek kovmak için Uyumuyorum hiç geceleri Tüm benliğimle arıyorum Her şeyin sahibi mutlak Hükümdarı, Onun egemen olduğu yerde Başka kime eman derim ki, Ey dost belki anlamıyorsun beni Ne de laflar döktürüyor değil mi? Diyebilirsin bıyık altından, Ama şunu bilki; Bu biçare adamın kalemi Yerinden oynamaz Vallahi laf için, Demiyor mu yüce yaratıcı Andolsun kaleme ve yazdıklarına İşte bu elimdeki kalemin, O kalem olması için Rabbime hep dua ediyorum geceleri Ondan olsa gerek, Olduğum gibi anlatıyorum kendimi! Ey dost inan bana inan, Hiçbir zaman unutmadım seni Böylece psikolojim bozulup gitti, Eskiden susmayan bir dilim vardı O da Musa’nın diline benzedi Harun gibi kardeşim yok ki Size söylesin başımdakileri, Ey dost biliyor musun? Özlem duyduğum günlerden Beni anlatan bir resim kaldı O da cebimle göğsüm arasına sıkıştı, Kalp atışlarımdaki ritimsizlik Onu çok etkilemiş olmalı ki Aynadaki benle o küsmüş gibi Onun için kimlikleri de attım Tanınmayan bu çehremi Künyeme bakarak tanımasınlar diye; Ey dost ama ben unutmadım seni! Ola ki bir gün kavuşuruz belki, O gün konuşmayacağım kesiyorum dilimi İçinde sakladığın tüm soruları Unutma şimdiden hazırla ki Alnımdan okursun belki cevapları, Nasıl söylesem anlıyorsun değil mi? Anlamasanda sıkma tatlı canını Bu dostunda anlaşılacak ne kaldı ki Bir gün olsun dışımdakiler ısıtmadı içimi Ama yinede sordum herkesi, Birde kuşdili öğrendim görmeyeli Süleyman gibi her dilden anlıyorum şimdi Ama çözemediğim bir dil kaldı, O dili bir anlasaydım ya! Belki ben olurdum en bahtiyar kişi, Çok çok zorlandım ama anlayamadım Anlamadım diye çok kızdım, Sokrat getireydi o baldıran zehirini Gözümü kırpmadan bende içecektim. Ey dost sen yine de takma kafana, Eğer soracak olursan, Kim bu anlamadığın kişi diye İşte o adam bu satırlardaki, Yani ben çözemedim kendi kendimi Çözebilseydim o tılsımları ve düğümleri Hiç durmadan aralıksız bağıracaktım O bağırmayı da elimden aldılar Bir gece ansızın yanıma yaklaştılar Kimsin diye sormadan, Bakışlarıyla yüreğimi çaldılar Peki, çalınan bu yürek artık ne söyler Söylese de kendi çalar kendi dinler, Nasıl anlatsam ki bilemiyorum, Öyle bir yolda yürüdüm ki Yolun her noktasına asılı Sollama yasağı levhası Eski dostsun sen bilirsin beni, Nasıl hızlı yaşardım yılları Peki, ne olur o hızlı adamın Bu levhalar karşısındaki tavrı. Yok, etmeyi denedim kendi kendimi Olmadı kafam beynim birbirine girdi, O günden sonra bıraktım gaza basmayı Yanımdan hiç ayrılmayan anı defteri Bir anda silinip gidiverdi; Silinen bir beyinle çözebilir miyim dilimi Ey dost! Söyle biliyorsun belki Seni unutmadığıma göre Her halde var bir formülü, O denklemi geçirirsem elime, Mutlaka çözeceğim bir gün kendimi!... Yıl:17.02.2005 Saat:24.00—01 Çengelköy/İst EROL KEKEÇ |