Gazze’de Anne Olmak
Bir damla su gibi yutkunurken acıyı her gün,
Boğazımda düğümlenir, acının bıçağı yırtar içimi; Ey Gazze’nin üstüne çöken karanlık, Bir annenin yüreğinde yanan ateşi anlar mısın sen? Her damla, gözlerimde sessiz bir ırmak gibi, Kederi su gibi içerim, sabrı ekmek gibi bölerim; Ben Gazze’de bir anneyim, Ve her sabah doğarım çocuklarım için... Yüreğimde açılır sabrın kapıları bir bir, Ağlamam, haykırmam çünkü bilirim; Burada annelerin gözyaşları suskun, Sessizce akar, bir umut gibi düşer toprağa... Karanlık sokaklarda, yıkıntıların arasından, Çocuklarıma bir gök kuşağı çizerim; Belki de yarın onların gözlerinde saklıdır, Ve ben, sabır sevgi ve acılarla büyütürüm onları... Çocuklarım… Ölümle tanıştı daha bebekken, Savaşın soğuk gölgesinde büyüdüler sessizce; Ben bir anneyim, ne yaparım başka? Ölüme inat yaşatırım o minik elleri, o saf bakışları... Bir damla su, içimizdeki öfkeyi yatıştırmaz, Ama dualarım göğe yükselir, yıldızlar gibi parlak; Onlara düşersem, o taşların arasından, Umut olurum, bir gölge olurum üstlerinde... Bir kuş gibi savrulur her feryadım gökyüzüne, Ve yıldızlardan umut toplarım gözlerine serpmek için; Ölüm sarmışken dört yanımızı, Yaşamak için bulurum yine bir yol... Ey öfkem! Sessizce saklarım seni yüreğimin köşesine, Ve o çocuklarıma öğretirim Yaşamaktan başka çare olmadığını... Geceleri karanlık basar, çocuklar uyurken, Gizlice gözyaşlarımı dökerim; Bir umut olur, bir gün yine, yeniden, Bu topraklara bahar gelsin diye dua ederim... Ey sabır! Bir anneden başka kim bilir sabrın anlamını? Burada, yıkıntıların arasında büyütürken çocuklarını, Bir annenin yüreğindeki ateşi hangi su söndürebilir? Sabrı bir elbise gibi giyerim üzerime, Ve öfkeyi saklarım çocuklarımdan, Bilirim çünkü, onların küçücük kalplerine Umudu ekmektir anneliğin en büyük vazifesi... Her sabah uyandıklarında yüzlerindeki o ışık, Geceyi delip geçen o cesur gülüşler, Ve ben, her gün yeniden doğarım onlarla, Bir çığlık gibi, bir nefes gibi, hayata inat! Ben Gazze’de bir anneyim; Yüreğimde açan çiçekleri kim soldurabilir? Her yıkıntının arasında bir umut yeşerir çünkü, Ve ben, gözlerimde saklarım o umudu... Bir annenin gözyaşı, bir damla su değildir yalnızca, Koca bir deniz olur, bir dünya olur çocuklarımın kalbinde; Onlara gösteririm direnişi, sevgiyi, sabrı, Ve ben, acıların başşehrinde, onların gülüşü olurum... Koca dünya, sessizce bakar bize, Ve ben bakarım o küçücük ellere, gözlerdeki parıltıya, Gazze’nin sokaklarında umut yürür bizimle; Bir annenin kalbi, her şeyi göğüsler; çocukları için... Her sabah bir kez daha sarılırım onlara, Yıkıntıların arasında buluruz bir bahar; Ve ben, acıya inat, dimdik ayakta kalırım, Çünkü bilirim; bir annenin sevgisi tüm savaşlardan güçlüdür... Her çığlık, her patlama; Küçük yüreklerinde iz bırakır belki ama, Ben bir anneyim, sevgiyi ekerim o yüreklere, Ve bir gün yeşerecek o sevgi; parlayacak güneş gibi... Öyle çok şey var ki anlatacak, Ama her kelime, her bakış saklanır yüreğimde; Gazze’de anne olmak, Sessizce umudu büyütmek ve acıya meydan okumaktır... Ölüm, yokluk, karanlık… Hiçbiri yenemez bir annenin yüreğini, Ve ben burada, bu topraklarda, Çocuklarıma bir gelecek bırakmak için nefes alırım... Bu yolda belki kaybolurum bir gün, Ama o minik gözler, o saf yürekler; Onlar için yaşarım, onlar için savaşırım, Çünkü bilirim; bir annenin sevgisi her şeyi yener... Erol Kekeç/31.10.2024/Sancaktepe/İST |
Kalemine yüreğine sağlık.
Saygılarımla