Telaffuz ederim
Üflemekle gezmeyi aynı düşüncede
Telaffuz ederim… Kuvvetlice terk edildiğimde Dudaklarım gözyaşlarımın çıkmazındadır… Kapılar kırılmaz dillerini keserim adını anmasınlar… Delice severim Ve olmadık anlarda En çokta sensiz çekildiğim resimlerde ölürüm… Arkamdan koşan Sabah çayımdaki yarım şeker adamların Ve yemeyiz zorla sevdiğim ıspanak savaşçılarının Meçhul hesaplaşmasında çok sanatsal ölürüm… Bir limon ekşiliğinde çokta az Buruşmuş bir yüzle Gülerim… Sahipsizim ben Çaysız içilmem ama Bir sabah güneş ışığında Hayır demem asla içimde… Ben akıtırım içimi bir çatlak bulduğumda Bir cepten diğer cebe giden emanet Bir paraya benzer yüzüm Eskimesine dayanamam hemen yırtılırım En orta yerimden… Susarım bir Kızkulesi endamında Üstümden geçen ayın ayaklarını tanırım Her ölü önce bende yıkanır… Telaşlıca el sallar gemiler Suratlarında bir şampanya sarhoşluğu Akarken bütün dualar Denizkızlarının avuçlarında… Benimi tanıyor yoksa sarhoşluğunda Benzetmeler mi karışır bilmeden öleceğim… Ayaklarımın adımları kadar Uzar sakalım Düşünürcesine keserim her yerimi Kan oluğu… Boğuk seslerimle… Kol kırığı Bir yağmuru dirsek oluklarında yutarım… Ağlamaya başlarım Başlasam Şehir ölür ve tanrının elinde Hiçbir suni solunum güneşi yoktur… Ne kuru bir şehir nede ıslak bir mendilden Daireler oturulmaz haldedir… Ziyandır artık kayıt altındaki Her tarlanın vereceği haraç Bir dahaki bahara kalırım hep… Nerede soluyorsa bir çiçek Orası ana sütünün haram edildiği gözyaşıyla Yıkanmıştır… Sevmekle ölmeyi bir kabul ederim Severken ölünürde Ölürken sadece tanrıyı sevenlerle aynı Karmayın hamurumu Sütüme zeval gelmesin içimde… Ben çok Anacımı severim… Bir daha cennet koklayamam belki diye… Herkes bir dua ister ölürken Ölürsem dua et arkamdan dersin Avuçlarımda cehennemi söndürecek kadar Sevgi yok… Sus pus bir yolun sonuna giden bir Yolcuyumdur… İstediklerimden arta kalırım Ellerim ve parmaklarım kesildiğinde… Yüzüne dokunamam Saçlarını taramadan geceye devrilir başım Oyuk bir yastığın içinde yılanlara sokulur Zehir solurum… Ölürüm… Oysa yaşamak her yerdedir Derim Dediklerimle yaşayamıyorsam… Susmakta bir yere varmak kadar ölme şeklidir… Ama nerede seversen Orada gözler ayrılık düğümde oyunlar oynar… Sarılır bir dantelin ucuna yok olur Birbirini tanımanlar arasında… İplerimi bir denizin diğer yakasına Bağladığımda İki dudağın sevinir… Ve asla bir daha göremezsin Bir şehrin ayaklandığını… Bir kat daha boya ister dudakların… Öpmeye resimlik kâğıtlar saklarım mektup Zarflarında… Akşam gecelerinin en balıklama Deniz kıyısına yakın sahilinde uyumakla Göğsünde derin iç çekişlerin arasında sarhoş olarak Ölmeyi yeğlerim geçersin içimden Ben ölürüm… Bir notanın ucundan bir merhabayı Çalar gibi şarkılara daldığım anlarda Giyindiğim ayrılıkların altında Bir Han duvarları ve bir Ahmet Haşim Merdiveninden çıkar gibi (Bu iki şiiri ezberlemişimdir sadece ilk okuyuşumda) Gözyaşlarınla sulandırılmış Bir şişeyi deviriyorum gözlerime… Görmeden bulduğum her sokak Senin ardından yapılmış Görsen ben ne kadar güzelde koşarmışım… Nasıl sevdiysem tırnaklarım hala Kapı eşiğinizi kemirmekte Ve dişlerimden yoksunum dil suçlarını hep İçerlediğimden… Telefon numaralarını çevirirken dönmez ellerim artık Hemen anlaşılır Sensiz oluşum… Ses tellerimden hep ayrılık okunur artık… Çok az bir sesle gidildiğinden beri Çok uzaklara Ben hep uzağım kendime İçim içimi duymazken Daha da çok sevişiyorum aslında cesedinle… Parmaklarım bir avuç çorba tasının içinde Kırılırken Ne çok açmışım meğer Yedikçe doymuyormuş insan… Adım selamlık kahvehane sıralarında Yok yazılınca Hatırlardım yine sensizliğe gitmemişim… Kurak dudaklarım en güzel sen ağladığında Yeşillenir ve Bir başka kan ağlar kopardıkça çiçeklerim… Çok güzel kalırdım ben Nede güzel yalan söylerim Su içerken de yılanın kuyruğundadır gözüm… (Se) |
merhaba güzel insan tebrikler. yeni bir şairi tanımanın onuruylayım
boylu boyunca bir şiirdi
aşkla kalın
hep kurduğunuz düşte bıraktığınız gülüşte kalın