Adın Ömrümü Anlatırken
Adın Ömrümü Anlatırken
insan yorulmak bilmez gülüşlerini izlerken hiçbir şeyin olmasa gençliğin kırılırdı bekleyişime sigaraların bekletirdi iç işleyişini yürek yanılgılarımın sözsel davranmalıydık belki yolculuk zordu kuşları izlemek öğle ve akşam arası yaşama alışkanlığımın ötesindeki gölge: kalp ritmlerime saklı varlığı kaybolan o sokağın pişmanlığı öğrenemezdi kasabalı ıslıklarımız acıların yağında kavrulmuş bir akdeniz akşamında sen hiçbir açlığımı paylaşmazdın yıldızlar sofrasında sabah nergisi demeti anılı ellerim ellerine muhtaçken üstelik yorulmak bilmezken pencereyi saran bakışlarında tütmek ve üşengeçliği bırakarak ağlayıp ilk defa tırnaklarında yaprakların toprağa karışma sesleriyle özlüyorum yanağını ucu açık yorumlar yalnızıyım hoş sohbet karelerde gül sarsıntılı bir kent rengiyle kenetlenince dişlerin renksiz soğukluğuma...içi dağınık evler gibi huzursuz... kınsız sözcüklerimle sızıyorum kelebeksizliğine kalbinin köklerimde nedenlerin...oyun değil bu...yarı deniz... yarı çöl... adın ömrümü anlatırken...öğrendim koşturmayı...hep sonbahar... sayısız bir matematiği vardı dalga sesli göz kırpışlarının zaman üşümelerime bakmana özenince donuverdi ağaçların geceye soluksuz küstahlığı öğrendin doğmayı ve ölmeyi kabullenmeyi ay ışığında ve suda birleşmeye kalkışınca anımsamak istediklerimiz gizli olan ne varsa korumasız olsun istiyorum artık merdiven altlarında yırtılmadan okul resimlerimiz seni istiyorum...yorulmak bilmez gülüşlerini... Kağan İşçen |