unutmak ağrısıyalınayak düşler kuruyorum dinmeyen yağmurlara inat bilmem düşüme ses verip puslu göğümü dürer mi ve güneşi yeniden serer mi bu/ çarkına parmak attığım kainat... ben her gece bi karar öldürüyorum seni imkanların pustuğu yerde ve olmazlar gözetiminde nefsimi müdaafa diyerek aklayıp kendimi ve susma haklarınla kutsayıp seni gömüyorum / en derin mabedime... derine hep daha derine bir daha çıkmayasın diye... her sabah şükür bitti derken ve dünden arınıp tam günü kucaklarken gözlerin büyüyor gözümde... -bilsen/ seni kaç kez öldürdüm de doğabilmek için kendime bir gözlerin yüzünden her seferinde /ben ölüyorum rahmimde- ahh o gözlerin bugüne uzanmış ellerime kelepçe senli dünlerin en karanlık yerinde bir mahpusane yıldızlardan daha uzak okyanuslardan daha derin ve içinde ne gizler hiç bilemediğim güneşe eş yalnızlığıma kardeş o hain... o kalleş gözlerin... bana unutmayı bile unutturan o gözlerin senin... |
okyanuslardan daha derin
ve içinde ne gizler hiç bilemediğim
güneşe eş
yalnızlığıma kardeş
o hain...
o kalleş gözlerin...
bana
unutmayı bile unutturan
o gözlerin senin...
sitemlerle bezenmis guzel bir huzun siiri idi
selam ve dua ile