5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1263
Okunma

Sahrayı vuran yağmur filistin
filistin bir başına eylül
kendini böler tahta kılıcıyla
üleştirir bir suya bir ateşe
kâh yanar
kâh serinler kırık ruhu
başını koyar dünyaya
küçük kızın örgüsünde toplanan
tozlarda
umut ve ekmek
çöle inen deniz
aah öteki çocuğu sallar
zeytin dizlerim
dizlerim ki bilmez ekşi dilini göç ninnilerin
eli döşünde şafağı bombalanan neferin
intikam şehvetine dalar giderim
bir kez daha düşünürüm Tanrı’yı
barutların gölgesinde uzanan
mahşerin yalnızlığındaki şehir
aah gölgesinde yırtılan el-aksa
vebali ağır bir kurşun gibi dökülür saçaklarıma
aah altında süt ve bal akan
kutsanmış çöl
mühürlü yüreğin ki
kurumuş ciğerin
yandaşından bihaber oldukça
ve
paralandıkça gölgende gazze
sonsuza dek kaybedensin
aah via dolorosa isa’nın taşları üzerine
kendimi serer
kendime ağlarım
gönül gençyılmaz
5.0
100% (6)