tuva-lâ-kızıltuva vadisinde görünce hayal sultanını karınca kanatları gibi titredi lâ döne döne tutuştu vâv ateş olup pişti mîm nurdan nur suretten surette tespih çekti sudan dağlar sıyrıldı kekemelikten cümle çırılçıplak kaldı dumanı henüz taze çevirdi iki parmağı arasındaki yüreği lâ’nın çürüdü dizleri yığıldı tuva vadisine cismi şimşekle mermere işlenmiş ayetlerin aşkına yetişti imdadına Ahmet aynası Vallahide billahi büyü değildi asanın hikmetine hayrete boğulmuş halk bir de deniz iman etti rengi kızıldı gönül gençyılmaz |
Sevgiler...