mavi kaplı defterimden kısa notlar
Mavi kaplı defterimden kısa notlar 1
Kapının ardından geliyor bu ses Ağır adımlarını gizlice sürükleyip yaklaşıyor bana Kırmızı ojeli parmak uçlarında kin ve nefretle Hak ettiğim bir son/suzluk bu… Mavi kaplı defterimden kısa notlar 2 Hatırladığım bir bahardı, yağmur yüklü bulutlar da vardı Yeni açan çiçeklerde ( doğanın sonsuz harikası işte) Mor sabahlar yaşanırdı evimizin bahçesinde, Semaver dumanıyla kararan mavi gökyüzünde çay demlenirdi Gök maviliğini kaybedene dek süren bir kahvaltıydı… Doymak bilmeyen bir açlıkla çiğnenen lokmaların, Dilimizde bıraktığı suskunluk sokaktan geçen bir arabanın tozu dumana katmasıyla Son bulurdu… O Zaman kavramının hiçe sayılma saatleri Yolculuk anının gelip çatmasıyla son bulan kahkahalar Yerini bırakırken hüzün çatışmasına En çok ağlayanı bulmak için başlardı sanki Bu yolculuklar (Hiçbir zaman anlam veremediğim yolculuklar) Bir tas suyla uğurlanan kişinin ardından bakan gözler Kimi zaman dönmeyecek birine son defa bakıyormuş hissiyle belleğimde dururlar Ve gidenler bu hissi gerçekleştirmek için sadece Bir daha asla dönmediler… Çocukluk işte Bağırıp çağırsam, koşup yetişsem Ne denebilir ki sadece nefesim kesilir, biliyorum…(büyüdüm artık) Mavi kaplı defterimden kısa notlar 3 Ay ışığını görüyor musunuz? Ne kadar güzel… (aslında ay’ın en berbat hali ama kimin umurunda ) Bu sadece beklenen bir şiir… Onlar kendilerinin farkında hatta bu şiirinde Belki de sabırsızlıkla ne zaman son bulacak diye okuyacaklar Ya da kelimelerin arasında kaybolup gitmek isteyecekler Çünkü onlar kaybolmayı hak edenler… Şiirin isimsiz kahramanları onlar… Beklenen bir şiirde yaşamayı istemek ne kadar sıradan olsa da Beklemek kadar yorucu başka bir duygu var mıydı acaba? Hayır Tükendiler Kabul etmeliyim anlatacak bir tek kişi yok…yok işte… Olsa neden saçmalasın kalemim Neden sıradan cümlelerle kirleteyim bu beyaz sayfaları… Mavi kaplı defterimden kısa notlar 4 İntihar anı (sessizlik şart) Günahlarımı bir dağın tepesinden aşağı atıyorum Bulutlara hiç bu kadar yakın olmuş muydum acaba? Evet Bundan önce ki intiharımdı Onlar vardı ve beni ele vermişlerdi… Uzun yıllar süren tutsaklıktan sonra yeniden aynı suçu işleme hevesiyle yanıp tutuşan ruhum…(yetmedi mi diyen çığlıklarımı duymazdan geliyorum) Günahlar bedensel yalnızlıklardır İlk defa bu cümleyi kullanıyorum bir şiirde Affedilebilir bir masumluk serpiştirmek adına Yalnızlığı suçluyorum işte… Mavi kaplı defterimden kısa notlar 5 Bu gün psikologa gittim, bir sürü ilaç verdi İyimi geliyor kötü mü, anlamadım… İlaç tedavisi fayda etmeyince kapatıldığı yerde, uzun yıllar çıldırmamak için mücadele eden isimsiz kadın…( bir defa ziyaretine gitmiştim, onu benden ayıran hiçbir fark yoktu, duvarlar dışında) Duvarların rengini hatırlıyorum, gri renkte penceresi olmayan duvarlardı Üzerine çizilen pencere resimleri kırmızı kalemle ve acemiceydi… Bir pencereden çok takvim yaprakları gibi duran şekiller Zamanın tersine akıyordu…( uyuma vakti gelmişti, yüksek dozda narkozla) Delilik bulaşıcı değil biliyorum, sadece çıldırmamak için önlem alıyorum Mavi kaplı defterimden kısa notlar 6 Yankısız çığlıkların duyulma saati… Kulaklıklarınızı çıkarın ve dinleyin…( lütfen sigara içmeyin) Yasaklar çiğnenmek içindir biliyorum ama sosyal mesajların faydasını anlatan bir sürü reklam izledim…( tv hastası değilim sadece biliyorum) İsimsiz bir çocuğun elinde taşıyabileceği maksimum büyüklükteki taşın atıldıktan ve hedefine vardıktan sonra ki şiddetini ölçmeye çalışan birkaç bilim adamı konuşurken… Atılan taşların ülke ekonomisine verdiği zarar birkaç zengin iş adamının yeni ve lüks binalar yapmasını etkileyecek derecede mühim bir durum…( çöp konteynırı gibi taşlar içinde her caddeye bir konteynır bırakılsa belki de hiçbir sorun kalmayacak) ( çocuklar size sesleniyorum) O taşları biraz da zengin iş adamlarının yararına kullanın lütfen. Son sosyal mesajımdı sanırım… Tv de çok güzel bir şov proğramı vardı, kaçırmanızı istemem… |
Saygılarımla..