1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1874
Okunma
Penceresi güneşi özleyen bir otel odası
İçimde geç kalmanın pişmanlığı
Kısa bir notAnkara’dayım…
Resmiyet taşıyan bir hava
Şafak söküyordu
Pencerem güneş’i
Ben seni özlüyordum…
Yastığımın kenarında bir kadeh
Geceden kalma hüzünle dolu…
Güvercinler ulaşmıştı nefes aldığın sabahlara
Sessizliği bırakmasaydın kanatlarına
Anlatabilirdim seni
Anlayabilirdim sensizliği…
Uykulu adımların geç kalma telaşı
Sokakları yağmalarken
Beklenen biri gibi geride bıraktım geceyi
Hüzün taşıyan kadehleri
Sensizliğe vurup kırdım..
Kaldırım taşlarında bıraktığım izler
Sana gelmek için aldığım nefeslerdi.
Yolculuk sevinç ve korku dolu
Adımlarım çaresiz günahlardan sonra ilk sabah
Yürüyorumzaman sonsuza
Ben sana yol alıyorum…
Adını bir daha hatırlayamayacağım çiçekler
Kururken ellerimde
Ve zaman yine yürürken sensizliğe
İçimde ulaşılmayan bir duygu olurken sen
Ankara’ya güneş doğuyor usulca
Buz tutuyor yalnızlığım
Kalbimi alıp avuçlarına…
5.0
100% (1)