2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2301
Okunma

tutkuydu cinayeti masum kılan...
Akşam 18.23
Ankara terminali 21. kapıdan çıkıyorum
Hızlı adımlarla yürüyorum
Yüzümü gizleyen soğuk hava
Tanınmamam için mevsimsel bir şarkı
Birbirine sarılan bedenler heyecanlı
Uzaklaştığım yerde el sallanıyor yeni yolculuklara
Zamanı unuttuğum için kızıyorum kendime
Birine sokulup saati soruyorum
Yüzüme bakmadan geçen birkaç dakikayı söylüyor…
Varsayımlarla bileniyorum içimdeki duyguya
Bu soğuk mevsimde burada olmamın sebebini gizliyorum karanlıkla…
Otellerin dışarıdan görünen zarifliği içerde paslı duvarlara dönüyor…
Tek kişilik bir yatakta iki kişilik cinayetin plansız eylemi
Kırık bir aynada gözlerimin puslu kurşuni rengi
Avuçlarıma eklenen birkaç çizgiyle kırlaşan saçlarım
Ölüm geç kalmıştı bu kavgada,
Yakılan sunaklar küllenmişti
Ateş sadece kalbimde nefretin sıcağıydı…
Ellerimi aynı soğuk suya batırıyorum
Kırmızı bir şerit damlıyor
Kime ait olduğunu unutuyorum bu rengin
Teslim olmuyorum vicdanıma…
Gece 02.00
Karanlığı giyip sokağa çıkıyorum
Yüzümü kesen soğuk bedenime sızıyor…
Adımlarımı ağırlaştıran cinayet aleti
Ceketimin sol iç cebinde
Tam kalbimin üzerinde
Soluk almadığını görene kadar bekliyorum başında
Tutku ellerimde koyu kırmızı…
Yapraklı otelinin dağları kesen ışığındayım
Bıraktığım yerde buluyorum
Mavi yastığında düş kuran küçük kızı
Saçlarını okşayıp alnından öpüyorum
Uyanmıyor.
Balkon kapısını açıp rüzgârı içeri alıyorum
Köpek sesleri
Bir ağıt gibi yankılanıyor bu karanlıkta.
Tanrının elleri kadar soğuk hava
Üşüyorum
Ankara ya kadar yürüyorum
Ayak izlerim kırmızı
Firari bir düş kuruyorum
Duvarlarda afişsiz bir kaçaklık
Tutkunun bedelini bırakıyorum Kızılay da
Mamak’a uzanıyorum soluksuzum,
Aynı yoldan geri dönecek kadar umarsızım..
Sabah 06.00 kapıda karşılanıyor suçum
Sorgulanmadan kollarımda kelepçeler
Sol elimde ki ip bileğimi kanatıyor
Tut(u)kuluyum…
13.30 duruşma salonunda yalnızım
Bana sorulan her soruda ellerime bakıyorum
Değiştiğini fark ediyorum çizgilerin
Gülümsüyorum.
Bir ayna olsa diyorum,yüzümü özlediğimi fark ediyorum..
Kirli sakallı bir eşkıya bulmak istiyorum orada
Belki de masum bir çocuk ilk anın heyecanını taşıyan
Ne istediğimi bilmiyorum…
15.00 karar
Sessizlik uyarısı yok, kimse yok
Suçlu bulunmuştur.
Cinayet saatini orda bıraktığımı hatırlıyorum.
Tek kişilik bir hücrede iki kişilik bir suç işlediğim yerde..
Mavi yastığında düş kuran küçük kız geliyor aklıma
Tebessüm ediyorum onca mevsimden sonra
Öpüyorum alnından defalarca,
Uyanmıyor…
Saati bilmiyorum
Duvara attığım çentiklerden
Bir gün bile dolmadığını anlıyorum
Bir ayna, kâğıt ve kalem istiyorum gardiyandan
Yüzüme bakarken itiraf etmek istiyorum ilk defa
Ölüme mahkûm bir suçluyum
İsteğim kabul ediliyor...
Sonbahar damlıyor duvarlardan
Rutubetli bir öksürük boğazımda
Son bir nefes alıp sigaramdan söndürüyorum tüm umutları
Asılacak bir sevda haritası çiziyorum avuçlarıma
Boşluklar kalıyor, uçurumlar…
Mavi yastığında düş kuran küçük kız geliyor aklıma
Defalarca sarılıp öpüyorum alnından
Uyanmıyor…
Kasım 2
Sol kolumdaki ip sökülüp boğazıma takılıyor,
Umudumu taşıyamayan bu ip
Bedenimi nasıl taşır diyorum, bağırıyorum,
Çığlıklarım ilk defa yankısız kalmıyor Ankara da.
Onu öldürdüğüm şehirdeyim,
Adımlarımı yavaş atıyorum öldürüleceğim bu şehirde..
Mevsime uyduruyorum, tek tek dökülsün istiyorum
Saçlarımda ki yağmurlar…
Kim vuracak sandalyeye
Beni hayata bağlayan tahta ayakları kim alıp götürecek
Mavi yastığında düş kuran küçük kız geliyor aklıma,
Sarılıp öpmek istiyorum son defa, defalarca
Uyanıyor bu defa,bana doğru geliyor...
Soluğum kesiliyor, Ankara dayım
Onu öldürdüğüm şehirde, boğazımda ki ip onun ellerinde
Gülümsüyorum…
5.0
100% (2)