nar/siz misinizküçük zaferleri vardı onun küçücük küçücük alemler eşliğinde hırsla dalgalandırırdı güdük gönderinde sırf aleme nispet olsun diye bi dudağı yerde bi dudağı gökte diyemem amma burnu kaf dağının ardındaydı ruhu uçurum eşiğinde olsa da... parlak kabuğunun içinde caka satardı da alemlerde bir başına kaldığı vakit bin bir parçaya bölünürdü aynaların gölgesinde her sabah çürümeye yüz tutmuş tanelerini toplardı tek tek kabuğuyla/ bir daha bir daha övünerek öyle ya/ kendi inanmazsa yalanına elaleme nasıl söyleyecek tinden azade aşklarla tenini nasıl besleyecek dudağının kenarından sızarken tek hamlede yediği aşkların kanı olanca heybetiyle atıverirdi heybesine olağan söylemlerle silerken/ gülümseyerek... hadi ben aynaların gölgesindeyim de şimdi ya siz dudaklarınızı siler misiniz |
taneler farkına varmadan
koptukça dalından
etrafa savrulacaklar.
bırak kalsın
dudağın ucunda takılanlar
akıbet nasılsa
ah-ı zar...
....Tebrikler..