sevişemezdik o gece
bir dilin ardına itilmiş
sözler kaldı içimde, yutkundum yutkundum büyüdü gitgide. ateşli bir bağdamcik hastalığı gibi öylece kaldın tüm gece. içimde o bitmek bilmez yangını gözlerinin, gözlerin olmasa sevişemezdik o gece. bir veda hüznü dağıtıyordu yağmur ağaçlara, kuşlara ve saçlarına düşerken, rüzgar ağır ağır okşuyordu tenini, yüzünde o hep kahreden tavır yağmurla karışıyordu sesine. yani herşey onaylıyordu bir aşkın bitişini, ama dudakların öyle inatçıydı ki; dudakların olmasa sevişemezdik o gece. gittikçe büyüyen bir yanlızlığa savruluyorduk geçtiğimiz köprülerin bir bir düşüşünü izlerken, o son kadeh fazlaydı bana, sana da o ateş kırmızı ojeler, ellerin uzandı ellerime büküldü dilim oysa tamda söyleyecektim... ve gözlerin, dudakların biraz bahane ama ellerin öyle sarmıştı ki, o derin yalnızlıkta ellerin olmasa sevişemezdik o gece... |