TAN YERİ SANCISI
Terli penceresinden odamın
bakıyorum çıplak dallarına ağacın gün yavaşça ağırdı siyahı silerek kapı arasından, pencere önünden sokuldu evlere mahçup... Yokuş boyunca birbirine dayanmış evlerin bacaları tütmeye başladı servislere koşan işçilerin sigaralarıyla bir ihtiyar çiçekçi kadın kapısını araladı elinde sepeti namusçasına yapıştığı içinde üzgün çiçekler hergün daha da sarardığı yürüdü işçilerin ardından köşede bir sokağa saptı... Ben alnımı gererek doğruldum koltuğumda uykusuz gözlerimle kibritimi aradım tuvaletteki aynada kendime rastladım yüzümdeki şaşkınlığa bir mana aradım yoruldum üstüme titremekten her aşkta her sabah rotatif gibi işleyen bu şehirde ben kendimi sığdıracak bir yer bulamadım... Hangi yolun sonu yokuştur, uçurumdur düştüm de bildim karşılık gözetmedim hiçbir gözden sorgusuzca sevdim benim gördüğüm bu şafaklar bu insan halleri çizdi yüreğimi güneşin toprağı böldüğü gibi ben her gece yağmaya niyetli bir buluttum şehri boylu boyunca ıslatacak fakat o ihtiyar çiçekçi kadın için dindim sütten kesilen bir ana gibi acıyla, öfkeyle... 14.03.2011 06:14 |
bacaları tütmeye başladı
servislere koşan işçilerin sigaralarıyla bir
ihtiyar çiçekçi kadın kapısını araladı
elinde sepeti namusçasına yapıştığı
içinde üzgün çiçekler hergün daha da sarardığı
yürüdü işçilerin ardından köşede bir sokağa saptı
Emegi anlatan dizelerini kutlarım şairim,yüregine sağlık.
Saygılarımla...