UMUT
Yarasını tırnaklayan bir çocuğun
silinmeyen izlerle dolu bedeninde büyüttüm ben umutlarımı... elleriyle kazdığı şu toprak gibi bende pençeleştim hayatla şikayetsiz kırdığı her camı bilmem kaçkez kırılan ca(n)ıma saydım. şekerelmayla boyanırken onların dudakları joplayarak boyadı benim ağzımı devleti/m KanKırmızı’ya... acının ve öfkenin çığlığı uçurtması havalanan çocuğun çığlığına karışınca sarıldım uçurtmanın yıldızlı kuyruğuna ve büyüyen bir sevinç oldu, bir çocuğun körpe bedeninde tüm umutlarım... kendini kanatan hangi aşk unutulur sevgili yağmura karışan teni hangi rüzgar hangi güneş kurutur böyle aşık, böyle çoçuk tenimizde. bize yasalarıyla, kurşunlarıyla, ordularıyla saldırıyorlar sevgili televizyonlarıyla, gazeteleriyle, reklamları ve mağazalarıyla umutsuzluk satıyorlar... oysa bir çocuğun çaldığı elma kadar gerçeğiz ve yalnız gülümsenecek kadar suçluyuz inancımızda büyüdük sevgili ölebiliriz elbet ama umudumuz çocuksu yanımızda, çocuklarda... |