1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1933
Okunma
Belkisi yok sözün bittiği yerdeyiz
ete kemiğe bürünen karanlıklar oluyor,
iyi ki oluyor
dokunabiliyoruz artık gerçeklere,
acıyla farkediyoruz bunca zaman
yalnız kendimizi kovaladığımızı.
en nihayetinde şimdi
zafer türküleriyle gidenlere bakıp
ağıtlar yakıyoruz geçmişin ölülerine
denizin tuzunu ayıklıyoruz gözlerimizden
saçlarımıza dolan tanelerini kum saatlerinin...
yorgunuz tanrıyla girilen her kumardan,
kırık atıyoruz hayatın zarlarını
acemi bir kumarbaz hırsıyla
seviyoruz birbirimizi
aksak-sakar sevişmelerde hüzünleniyoruz...
Büyük yeminler eder insan
düşler içinde düşlenir bir hayli,
sayki yanıldık içimizde tuttuğumuz sevincide
kumdan kaleler edindik yeni başlangıçlarla.
büyüdük panaromasına takılmışken ömrümüz,
o hep uçlara savrulan, kavgacı zamanlarda
biz çok sonra farkettik içerden çürüdüğümüzü.
sende bilirsin insanın bir yarısı hep yalnızdır,
dalgalar türetir, fırtınalar koparır
kendini dövdürtür kayalıklarında sonra,
işte tam da ordayız...
cüretkar davranıp kendimizin olanı da
çıkarıp koyuyoruz karmaşasına ömrümüzün,
mağrur bir duruşsa takındığımız,
yalansız, çırılçıplaksak artık,
gafsız bir tavırla geçmeli tuzu gözlerimizin
ve ömrümüzden düşmeli kum saatinin taneleri
artık birbirimizi yaşatmak için
ölebiliriz...
5.0
100% (1)