kendine yabancı
.
ters bir fısıltıyla seslendi gecenin içinden ölüm dolunay yansıdığında temmuz sıcağına karmakarışık güzellikte parlarken yıldızlar /boynundan öp acıyı soğuk karanlık bir zeminde uykudayken beden düşünce kan kırmızı kırık parçalar üzerine düşünmeye başlar şüphelerinden dahi şüphe duyar inkar eder gerçeği içinde ölür yalanın parçaları vakitsiz karanlık girdaplar sarılırken yokluğuna zaman vurduğunda hiç kimseyi kalabalıklar arasında sessizce içe çöker kendine yabancı /çürür sözler deliliğe son lanet düşerken çizgi dışı hakaretlerin buz soğuğu çarpar hayal duvarlara ince ince sızar zalim çatlaklardan içgüdünün kalpsiz katilleri /bir nefes merhamet yoksa aynı mıydı zaman yalan mıydı gerçeğinde yaşanan hayaller mi resmediyordu gerçeğin kıyılarına derin bir uykudan uyandırılırken sis yığınının altında /Yaratıcının kötü olma ihtimali yok gönüllü ölür bir şizofren gözlerinin saklı kızıllığında kuşatırken karanlık hayal gibi gözüken duyguları /kim bilir o başkası olurken kendi olacaktı figürlerin yüzlercesi arasında 09_ |