Okuduğunuz
şiir
11.6.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
toprağın yüzü
.
hiçbir şey söyleyerek hatırlarsanız bütün iyi şeyler değil mi iki yüzlü yeminler...
günbatımında siz hayalet ağaçlar ekerken isimsiz mezarlara gölge oyunları yansır yaşamın kör ettiği sert duvarlara
kollarımdan düştüğünde sessiz sulara rengârenk dağılan fırtınada yeşil çuhaydı yüzüm kapadığımda gözlerimi s/onsuzluk meydanında senli düşler yazıldı tüm dengelere inat ve hayata yazıldı her serenat
sürünürken yerlerde ablukalara aldım oyunları bir tutam nefes solusam da göklerden ölümü tanıyorum derinlerden kan kırmızıyağmurlarla damla damla doğan BİR ben lime lime edilmiş çığlıkların ekseninde dönerken semah
yanıyor sözlerim tek tek düşüyor ağulu yatağıma serinkanlı lanetti nefes giz tapınağında kutsal sancı egemen olduğunda ters yollara modası geçmiş sınırları parçalıyor ışık zerreleri alıngan -yaralı ve kifayetsiz
madem erkendi o saat karıştığında hücrelerime karanlık ay ışığı günahlarını aklamaya çalışan suretlere tutarsız gök kuşağı çiziyorum kısık gözkapaklarıma görkemli aldanışlarını seyrinde beyazlar çivileniyor ruhuma
- o zamanda bir karar hem belki ürkütüyordu beni küçük bir gökyüzü ki ritmi bozulmuş çırılçıplak ten yalnızlığı olmalıydı bahsi intihar anason kokarken oda dumanın en esrarlısı içimde şahlanırken hafif uyurdu saçlarım karanlığın örtüsü altında
ve çünkü toprak hakkında her şey buz tabut kelebeğin kanatları hatta ölümle büyüyen gölgesinde kendime mahkum kendime köle bir sesim kısacık uykumda
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"hiçbir şey söyleyerek hatırlarsanız bütün iyi şeyler değil mi iki yüzlü yeminler..."
maskesine iyi şeyleri sürenlerin hiçliğine kafa tuttu bir kelebeğin kanadı! hazır mısınız sorgunun kapı eşiğine terk ettiği ninniyi dinlemeye... hatta hatırlamamanın odalarına saklanan mânâları da deşifre eden cesaretin gözlerine de bakın orada aynalar sırsız!
"günbatımında siz hayalet ağaçlar ekerken isimsiz mezarlara gölge oyunları yansır yaşamın kör ettiği sert duvarlara"
en mahrem anlarda kusar hayat verdiği günışığının bedelini... duvarların ahraz kaçışlara set olan nefesleri tutar boşluğa soyunan gölgelerin üzerini! ölümü giyinmeye çalışan emek mutlaka alır hakkına has heyelansı geçişleri... duyuyor musunuz! Yusuf'un kuyusundan pişmanlığın yoluna kurban olan bir ses geliyor sular seller gibi! sanki mezarlar ayaklanmış yaşamın damarlarına kıyameti müjdeliyor! sanki...
"kollarımdan düştüğünde sessiz sulara rengârenk dağılan fırtınada yeşil çuhaydı yüzüm kapadığımda gözlerimi s/onsuzluk meydanında senli düşler yazıldı tüm dengelere inat ve hayata yazıldı her serenat"
hayat, terkedilmişliğin ve inandırılmışlığın dalına körpe ağular çizen sahte ressam! hayat, sonsuzluğun salıncağına ipsiz haykırışlar bağlayan kö/düğüm elçisi! hayat, med-cezir parmaklığına terazisini terketmiş cümleler bağışlayan ferman!... şimdi kapasam gözlerimi, rüzgâra sürgün düşlerime kan verir misin sessizliğim! şimdi kapasam gözlerimi göğün rahlesinde elif elif inleyen sonsuzluğumu öper misin sessizliğim!...
"sürünürken yerlerde ablukalara aldım oyunları bir tutam nefes solusam da göklerden ölümü tanıyorum derinlerden kan kırmızı yağmurlarla damla damla doğan BİR ben lime lime edilmiş çığlıkların ekseninde dönerken semah"
"yanıyor sözlerim tek tek düşüyor ağulu yatağıma serinkanlı lanetti nefes giz tapınağında kutsal sancı egemen olduğunda ters yollara modası geçmiş sınırları parçalıyor ışık zerreleri alıngan -yaralı ve kifayetsiz"
"madem erkendi o saat karıştığında hücrelerime karanlık ay ışığı günahlarını aklamaya çalışan suretlere tutarsız gök kuşağı çiziyorum kısık gözkapaklarıma görkemli aldanışlarını seyrinde beyazlar çivileniyor ruhuma"
günâhlarımın şahiti, sevdamın heybeti, kısık sesimin keskin hançeri sarıl sessizliğime! bir ebemkuşağının çalınmış rengini geitiriyorum sol cebimle... ne arınmak ne de onarılmak çaresizliği derdim! derdim, ölümün koynundan suretlerine ikilem saranlara nârâlar atmak! derdim, göğsümü gere gere insansı seviler örmek mezarımsı huzurumun kollarında!
"- o zamanda bir karar hem belki ürkütüyordu beni küçük bir gökyüzü ki ritmi bozulmuş çırılçıplak ten yalnızlığı olmalıydı bahsi intihar anason kokarken oda dumanın en esrarlısı içimde şahlanırken hafif uyurdu saçlarım karanlığın örtüsü altında"
karanlığın örtüsünü kaldırma sakın!v altında düşlerimin kadavrasından beslenen vicdanı çalınmış olan masallar var!
"ve çünkü toprak hakkında her şey buz tabut kelebeğin kanatları hatta ölümle büyüyen gölgesinde kendime mahkum kendime köle bir sesim kısacık uykumda"
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.