başlıksız
.
acımasız alarm istila ediyordu zamanı yaslı gözler kuşatmışken ay ışığını bilinçaltına yerleşirdi karanlık yıldızlar parlarken parmak uçlarımda gölge oyununda derin sırlardı bahşedilen bekaret itiraf suskunluğunda mor ışıklar taze ufukları çatlatırken kibirli bir tahliye hayattan siyah bulutlar güne dokunur /gece döner peçeler ardına saklanırken mum gölgeleri sıcak nefesti lav tükürüğüne sarılan gri-beyaz-flu yağmurlar dokunurken titreyen ruha toprağa karışan kemikleri seyrederdi kötü yıldızlar düşerken toprağa /sev kurtar boşluğu sordu ama kim bilmiyorum neydi ölümün cinsiyeti siyah hangi renge yenilirdi ve ne kadar büyüktü pençeleri adrenalin şah damarımdan mı yakalayacaktı taç yapraklar tek tek göğsümden düşerken hangi figürler diz çökecekti önümde ki gerçekten bilmiyordum rüyasız uykudaydı zaman kendi ölümünü gördüğünde anın içinde bir yerlerde sessizdi kalp buz sargılar altında rüya görüyorken papatyalar dumanımın acı ısırığına sanrıladığım gece yarısı odalarımızda gerçeküstü gizli bir rüya kapının arkasında -duyar/sızım labirentlerimde dolaşırken dünya 09_ |
sevgiyle...